ORTADOĞU’NUN DEĞİŞECEK OLAN HARİTASI
Coğrafyanın sesine kulak verdiğimizde, Ortadoğu’nun çizilen yapay sınırlar ile biri birinden ayrılması, beraberinde büyük problemler getirmiş ve deyim yerindeyse adeta kaynayan bir kazan haline gelmiştir.
Birinci Dünya Savaşı’ndan olumsuz anlamda ve en çok etkilenen devletlerin biri ve belki de en başta geleni, kuşkusuz Osmanlı devletidir. Savaş sonunda topraklarının büyük kısmını kaybeden ve daha sonra yıkılan Osmanlı Devleti’nden geriye kalan birbirinden koparılmış Ortadoğu halkları ve şehirleri kalmıştır. Sınırları başkaları tarafından çizilen yapay devletçikler, bir türlü huzur ve mutluluğu elde edememiş, sürekli inanç ve mezhep kavgalarının cereyan ettiği bir alan halinde günümüze kadar gelmiştir.
Ortadoğu’da iktidarlarını sürdüren ve sınırları Batılı devletler tarafından çizilen bu devletler, her defasında kendi asli hüviyetlerine kavuşacakları yerde, birbirinden biraz daha uzaklaşmakta ve emperyalist devletlerin at koşturduğu alan haline gelmektedir. Şair diyor ki: ” Dicle niçin, Fırat niçin bende doğar, bana dökülmez?” Arif Nihat Asya’nın bir şiiridir bu… Evet Fırat, Dicle bizde doğuyor, ama bize dökülmüyor. Şimdi biz böyle düşünürken Araplar da şöyle düşünüyorlar: ” Fırat ve Dicle benim can damarım, neden bende doğmasın, neden yarısı benden........
© Mir'at Haber
