menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DEMOKRASİ Mİ, LİBERALİZM Mİ?

6 0
14.04.2025

Demokrasi’nin, eski Yunan’da dillendirilmesine rağmen, Demokrasinin hedefi olan halk idaresinin asıl gerçekleşmesi ve uygulanması, Medine Anayasası yoluyla Peygamberimizin zamanında gerçekleşmiştir. Bu gerçeği görerek, sosyal ve siyasi sahada bazı kavramların sadece varlığı ve dillendirilmesi yeterli olmamakta, onların uygulanarak, hayata getirdiği düzen ve kolaylık dikkate alınmaktadır. Bu yüzden de, insanlığa sunulan bazı kavram ve sistemlerin ne ölçüde gerçek bir rol oynadığı, onların hayattaki varlığı ile anlaşılmaktadır.

Demokrasinin Savunmasızlığı:

Demokrasi’nin temelinde, iktisadi faaliyetin, devlet kontrolünden çıkarılarak, tamamen Burjuva denilen ticaret ve sanayi kesimlerinin insafına terkedilmesiyle başlayan, otoritenin terkedilmesi düşüncesi yatmaktadır. Bu konu, sadece iktisat ve siyasette değil, düşünce alanında da otorite kavramının ortadan kalkmasına ve bir başıbozukluk ve kontrolsüzlük döneminin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Dolayısıyla, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” sloganı ile ortaya çıkan Liberal anlayış, toplumda yerleşmiş örf ve geleneklerden kopuşu hazırlayarak, bir “belirsizlik ortamı ve dönemi” başlatmıştır. Herkes bilir ki, herhangi konuda bir otoritenin olması mutlaka gerekir. Bu otorite, sadece bir şahıs değil, aslında bir kurallar ve anlayış birliğine yönelik temel normlar demektir.

Normlar da, bir kişi veya grubun topluma zorla veya baskı yoluyla yerleştirdiği kurallar olmayıp, toplumda çeşitli tecrübe ve uygulamalar ile toplumun çoğunluğu tarafından hayatın sistemli bir şekilde yürütülmesi için gerekli olan kurallar ve düzenlemelerdir. Fakat Liberal anlayış, kurallara karşı çıkarak, iktisadi gücüyle olayları kendi istediği noktaya çekmiş durumdadır.

Arkasından Mourice Duverger’in........

© Mir'at Haber