menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türk Sanayisine ve Milli Egemenliğe Yeşil Maskeli Pranga!

4 0
14.04.2025

Geçtiğimiz hafta TBMM’de görüşülmeye başlanan ve ilk dört maddesi kabul edilen İklim Kanunu bir çevre düzenlemesi değildir. Bu yasa, Paris İklim Antlaşması’nın uygulama aracı olarak ülkemize dayatılan, emperyalizmin küresel denetim mekanizmasının bir parçasıdır. Görünenin ardında ise çok daha büyük bir tehlike yatıyor: Milli egemenliğin ve Türk sanayisinin pranga altına alınması, Türkiye’nin sanayisizleştirilmesi ve bireylerin dijital bir tahakküme maruz bırakılması. Yani 21. yüzyılda hedef topraktı; bugün hedef insandır, insanlığın işgal edilmesidir!

Paris İklim Antlaşması ve İklim Kanunu gibi dizaynlar, çevreci söylemlerle süslenmiş/soslandırılmış bir küresel kontrol projesidir. Konunun çevreyle, doğayla, iklimle, sürdürülebilir bir gelecekle alakası yoktur. İklimin değiştiğini iddia edenler, iklimi ‘iklim modifikasyonlarıyla/iklim silahlarıyla’ kendileri değiştirmekte, yapay tohumlama teknolojisi ile yağmur bulutlarını manipüle etmekte, istenilen bölgelerde kuraklık istenilen bölgelerde seller gibi yapay felaketler dizayn edebilmektedirler. Bu 5. jenerasyon savaş konseptinin iklim silahları bölümünün konusudur.

Vatikan Konsili, Doğal/Yapay Afetleri ‘Sahte Mesih Planı’ Öncesinde Kullanarak Hristiyan Birliğinin Yeniden Sağlanmasını Amaçlıyor

Vatikan Konsili’nin aldığı kararlar çerçevesinde Ekümenik hareketin kıtlık ve doğal/yapay afetleri, cehalet ve yoksulluğu, artan konut sıkıntısı ve küresel ölçekte gelir dağılımında adaletsizlik oluşturulması gibi suni oluşturulan krizleri, bu........

© Mir'at Haber