SEVİNÇ: RUHUN İLACI MI, KANSERİ Mİ?
Yeni bir elbise aldığımızda seviniriz. Yeni satın aldığımız arabamıza binince içimiz kıpır kıpır olur. Yeni bir eve taşındığımızda gönlümüzde yepyeni bir huzur dalgası hissederiz.
Bir imtihandan başarılı çıktığımızda, iş görüşmesinden olumlu haber aldığımızda, uzun zamandır beklediğimiz bir işten güzel haber geldiğinde…
Çocuğumuz ilk adımını attığında, yıllardır hasretini çektiğimiz bir dostumuzla kucaklaştığımızda, soframıza beklemediğimiz bir nimet konulduğunda…
İşte bütün bunlar insana sevinç verir. Çünkü sevinç, insan fıtratının ayrılmaz bir parçasıdır.
Ama asıl mesele şudur: Bu sevinç bizi nereye götürüyor?
Eğer sevinç, kalbi şükre yönlendiriyorsa ilaçtır.
Eğer sevinç, kalbi kibire, gösterişe veya gaflete sürüklüyorsa kanserdir.
Kur’ân bu ince çizgiyi berrak bir ölçüyle ortaya koyar:
“De ki: Allah’ın lütfu ve rahmetiyle, işte bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır.” (Yûnus, 58)
Ve bir başka âyette:
“Sizdeki her nimet Allah’tandır.” (en-Nahl, 53)
Buradan şunu anlıyoruz: Sevincin gerçek değeri, sahip olunan şeylerin miktarında değil; onların kaynağını doğru algılamakta gizlidir. İnsanı asıl mutlu eden, mal-mülkün bolluğu değil; bunların Allah’ın lütfu olduğunu fark etmektir. Eğer insan, sevindiği şeyin asıl Sahib’ini unutursa, o sevinç şükürden kopar ve zamanla nankörlüğe dönüşür. Ancak nimetleri Allah’ın ikramı olarak görürse, sevinç şükürle bütünleşir ve kalbe huzur, gönle şifa verir.
Nimetin Kaynağını Unutmamak
İnsan çoğu zaman nimetleri kendi aklına, çabasına, diplomasına veya servetline bağlar. Oysa hakikatin perdesi aralandığında görülür ki, bir damla su, bir lokma ekmek, soluduğumuz hava, kalbimizin atışı, kan dolaşımımız, sindirim sistemimiz, gözümüzün görmesi, kulağımızın işitmesi… Hepsi Allah’ın ihsanıdır.
Kur’ân bu gerçeği tekrar tekrar vurgular:
“Sizde bulunan her nimet, Allah’tandır.” (en-Nahl, 53)
“Sana gelen her iyilik, Allah’tandır.” (en-Nisâ, 79)
Dolayısıyla nimetleri doğru okumak, onların Sahib’ini tanımaktan geçer. Nimetin ardında Allah’ın lütfunu, rahmetini ve kudretini görmek insana şükrü ve kulluğu öğretir.
Şükürle Harmanlanlanan Sevinç Bâkidir
Şükürle yoğrulmuş sevinç, ruhun ilacıdır. Bu sevinç, insanı kibirden, nankörlükten ve hırstan korur. Tıpkı doğru dozda alınan ilacın bedeni iyileştirmesi gibi, şükürle beslenen sevinç de kalbi tedavi eder, nefsi terbiye........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein