menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TRUMP-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ

11 0
27.09.2025

TRUMP-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ

25 Eylül 2025’te Beyaz Saray’da gerçekleşen ABD Başkanı Donald Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ikili görüşme, Erdoğan’ın 2019’dan bu yana ilk Beyaz Saray ziyareti niteliğindeydi.
Yaklaşık iki saat süren kapalı oturumun ardından düzenlenen basın toplantısında liderler, küresel çatışmalar, ticaret ve askeri işbirliği gibi konuları ele aldı. Trump, görüşmeyi “harika” olarak nitelendirirken, Erdoğan ilişkileri “çok farklı bir seviyeye” taşıma umudunu dile getirdi.

İki lider arasında yapılan kapalı oturumun ardından Oval Ofis’te düzenlenen ortak basın toplantısında, liderler küresel çatışmalar, ekonomik işbirliği ve stratejik çıkarlar üzerine yoğunlaşırken, Trump’ın Erdoğan’ı “sert ve zeki bir adam” olarak övmesi ve Erdoğan’ın ilişkileri “yeni bir seviyeye taşıma” umudunu dile getirmesi, 2019’daki kriz dolu zirvelerden sonra belirgin bir yumuşama sinyali verdi.

Bu görüşme, siyasi çevrelerce Trump’ın ikinci başkanlık döneminin ilk 100 gününde Türkiye’yle pragmatik bir “reset” arayışının somutlaşması olarak değerlendiriliyor; ancak arka planda yatan jeopolitik rekabetler, ekonomik pazarlıklar ve özellikle son dönemde sosyal medyada dolaşan “değerli madenler” iddiaları, ilişkinin hala kırılganlığını ortaya koyuyor.

ABD ile Türkiye arasında son on yılda Doğu Akdeniz’deki gaz arama rekabeti, Suriye’deki YPG/SDG gerilimi, S-400 füze sistemi krizi, İsrail’in saldırganlığı konusu, Gazze’deki politika farklılıkları gibi unsurlarla derin yarıklar oluşmuştu.

Trump’ın ilk döneminde (2017-2021), 2018’deki Rahip Brunson kriziyle başlayan ekonomik yaptırımlar ve 2019’daki Suriye operasyonları sonrası diplomatik boykot, ilişkileri dondurmuştu. O dönemde Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyareti, Trump’ın “Kürtlerimizi koruyoruz” çıkışıyla gölgelenmiş, gerilime Halkbank davası gibi hukuki meseleler de eklenmişti.

Biden yönetimi altında (2021-2025) ise İsveç’in NATO üyeliğine Türkiye’nin onayı karşılığında F-16 satışlarının onaylanması gibi jestler yumuşama getirmişti, ancak S-400 ve CAATSA yaptırımları çözümsüz kalmıştı.

Trump’ın seçilmesiyle bu dinamikler değişti. 20 Ocak 2025’te göreve başlayan Trump, ilk 100 gününde “America First” politikasıyla pragmatik ittifaklar kurmayı tercih etti; Erdoğan’la Haziran 2025’te NATO Zirvesi’ndeki görüşme, bu stratejinin habercisiydi.

Trump, görüşme öncesi Erdoğan’ı “uzun zamandır iyi ilişkimiz var” diye överken, Erdoğan da sosyal medya hesaplarında “kapsamlı stratejik ilişkilere sahip müttefikimizle ticaret, savunma ve yatırımları ele alacağız” demişti. Erdoğan’ın 22-24 Eylül’deki BM Genel Kurulu ve Filistin Konferansı sonrası Washington’a geçişi, Gazze ve Ukrayna gibi küresel krizleri masaya taşıma fırsatı yarattı.
Arka planda, Trump’ın oğlu Eric Trump’ın Eylül 2025’te Erdoğan’la gayriresmi görüşmesi, iki ülke arasında yapıcı bir rol oynadı.
ABD, her şeye rağmen Türkiye’ye ihtiyaç duyuyordu.ABD’nin Çin’e karşı tedarik zincirini çeşitlendirme ihtiyacı, Türkiye’yi hem askeri hem ekonomik bir köprü olarak konumlandırdığı için Trump-Erdoğan görüşmesinde ele........

© Mir'at Haber