Özgürlüğü Engelleyen
İnsanlar bir şeye inanmak istiyor. İnandığına inandığını ‘görüyormuş gibi’ göstermek istiyorlar. İnanılan ‘beşer’in görmesinin mümkünü yok. İlahi inanç dışındaki inançlarda herhangi bir varlığa inanma fark edilsin ya da fark edilmesin putperestliktir. Kişilere ulûhiyet yüklenmesi, ölmüş olana ölmemiş gibi yapılması, düşünme melekelerinin donmuş olduğunu gösterir. O her şeyi düşünmüş, düşünmekle kalmamış yapmış başka yapılacak yok tembelliğine götürür. Nihayet düşünme tembelliği gitgide yaşamı ve yaptıklarıyla beşer olanı beşer üstü bir seviyeye taşır. Artık o öyle yukarıdadır ki -bu yukarı hiçbir zaman tam olarak tanımlanmaz- her hareketi bir kutsallık barındırıyor varyantına varılır. Yukarıyı tanımlayamaz çünkü yukarı algısı yukarı görenin ne kadar aşağı indiğine göre büyür. Mesafe açıldıkça yukarı adeta görünmez bir güç olur. O gücü tanımlayamadığı için yukarı tam olarak nerede olduğu konusu hiçbir zaman netleşmez. Gücü oluşturan kendi idraksizliği olduğunun farkına bile varmadığı için yukarıdaki kendini görüyormuşçasına duygulanımlara girer. Artık o uzay boşluğundaki kendi boşluğunun üzerini bir sis gibi kapladığı için beşeriyetten ulûhiyete geçirerek onu tapınılacak yüksekliğe çıkarır. Düşünce tembelliğinin farkına bile varmadan o yüksekteki artık onun için bir ulus yaratır, devlet kurar, sadece geçmişte........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d