menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Müslümanı savunmak

35 0
22.08.2025

“Bir gün aile dostumuz bir yaşlı hanımla telefonda konuşuyorum. O sırada Körfez Savaşı var. O hanım alafranga yetişmiş biri, bana telefonda Körfez bombardımanını kastederek diyor ki:

“Çok güzel pastalar yaptım, oturdum televizyonun başına, bombardıman çok reussi (başarılı) oldu.” Fransızca bir kelime kullanıyor. Dehşete düşüyorum.” Bu metin Ayşe Şasa’ya ait. Timaş Yayınları ‘Bir Ruh Macerası’ adlı kitabından. Sayfa 138)

Bu satırlar kayıtsız bir kimliğin örneği. Sadece kendini, kendi hayatını, zevki ve sefasını düşünen bir insan örneği. Dünya yansa umurlarında bile değil. Varsa yoksa onların hayatı!

Maalesef bu tavır gitgide bir yaşam biçimi hale geliyor. “Ben yaşayayım başkası ölsün” anlayışı marazi bir haldir. Bir salgın hali yani. Gün gelir herkes hasta oluyor. Hissiyatsızlık ve bencillikle…

Filistin gitgide tükeniyor. Adı konulmamış zulüm ve acılara, açlığa ve susuzluğa maruz kalırken bizler susuyoruz, bir tepki bile vermiyoruz.

Tepki vermeyen, susan, yukarıda ifade ettiğimiz kimliktekiler. Dünya ebedi yurt görülüyor. Bu yüzden, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” deniyor. Kimler mi tepki........

© Milat