ALMANYA ACI VATAN – 1
Bir dönüşün ahlâk ile imtihanı
Geçen hafta on günlüğüne Almanya’ya gittim. Her ne kadar bir seyahat gibi görünse de benim için bu yolculuk, çocukluğumun hafızasına yapılan bir geri dönüş gibiydi. Çünkü ben zaten orada doğmuş, ilk yedi yılımı Berlin’in sokaklarında geçirmiş biriyim. Aradan geçen kırk yıl, insanın hem kendisine hem de topluma dair bakışını müthiş değiştiriyormuş. Bu kez bir turist değil, köklerinin tozunu yeniden hatırlayan biri olarak baktım etrafa. Ve en çok gözüme çarpan şey, büyük cümlelerle anlatılan bir “ahlâk” değil, gündelik hayatın içinde sessizce işleyen bir düzen oldu.
Almanya…
Bir zamanlar memleketimizde “acı vatan” diye anılan ülke. Bu yazı dizisine bu adı vermemin nedeni, geçmişe göndermeden çok, bugünün ironisini taşıması. Çünkü bugün “acı” olan, bir başkasının çalışarak edindiği başarı değil; kendi toplumumuzda eksikliğini hissettiğimiz şeylerle yüzleşmenin verdiği o iç sızısı.
Sıraya girmek, insana çok basit bir davranış gibi gelebilir.Oysa bir toplumun ahlâkî omurgasını anlamanın en kestirme yolu, market kasasına veya otobüs durağına bakmaktır. Almanya’da sıranın bir gerginlik nedeni değil, tam tersine ortak bir uzlaşma biçimi olduğunu yeniden fark ettim. Kimse kimsenin önüne geçmiyor, hafif bir adım atılacaksa mutlaka bir göz teması kuruluyor. Kibarca “buyurun” diyen bir baş selamı bile toplumun omurgasının nasıl kurulduğuna dair ipucu veriyor.“Kaynak yapmak”,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein