Prof Dr. İhsan Fazlıoğlu'na bir reddiyedir. Prof İhsan Süreyya Sırma da buna dâhildir
Bu profesörler gerek yazı ve gerekse sözlü mülakatlarında Sultan Abdülhamit'e karşı Mehmet Akif, Said-i Nursi, Babanzade, Hasan Basri Çantay, Elmalılı Hamdi, İskilipli Atıf, Ömer Rıza Doğrul ve Mustafa Sabri'lerden bahsediyor.
Eğer bu ve bunun gibi adamlar bilhassa Said Nursi'nin yazdıklarını okumuş olsalar ve anlasalardı asla böyle bir haksız ve yanlışa tevessül etmezlerdi. İddia ettikleri delilleri kitaplarından alıntı yaparlardı. Çünkü bu iddiaların gerekçesi mukni deliller olmamakla birlikte kendi şahsi kanaatlarını delil diye sunmaları telafisi imkânsız büyük bir garabete dönmüştür.
İlim adamları delilsiz yazmaz ve konuşmazlar. Said Nursi'nin 6000 sayfa kadar kitabı meydanda iken bunları nazara vermemenin izahı asla yoktur. Evet, Said Nursi, Sultan Abdülhamit'e gider ve görüşmek ister, maalesef Sultanla görüşemez. Medreselerde din ilmi ile birlikte fenni ilimlerin de okutulmasını böylece eğitimin mükemmel bir hale gelmesi için bir yeniliğe ihtiyaç bulunduğunu anlatmak ve Kürdistan’da ekonomik kalkınmanın gerektiğini vurgulamak ister.
Abdülhamit, maalesef Said Nursi ile görüşmediği gibi kendisine bir miktar altın gönderir. Said Nursi bu talebi şiddetle reddeder ve der ki; ‘ben buraya halkım için her türlü fedakârlığa geldim rüşvet ve sus payı almak için gelmedim, Adeta rüşvet vermek ve maarifi tehir etmek neyin nesi’ der ve itiraz eder.
Bunun üzerine Said Nursi, Padişahın hediyesini kabul etmiyor diye tımarhaneye atılır. Muayene eden doktor ise şöyle bir yazı yazar.” Eğer Said Nursi deli ise dünyada akıllı yoktur” der........
© Milat
