Yetimlerin Yalnızlığı
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum demiş, Cemal Süreyya.
İsmet Özel de Sadece hayatsız kalmıştım, büyüyünce geçti demiş.
Benim babam ben elli dört yaşındayken vefat etti benim hayatımda tarif edilmez bir boşluk bıraktı halâ olmadık bir yerde olmadık bir zamanda aklıma gelir, ciğerimin yandığını hissederim, burnum sızlar, böyle bir acı geçmiyor, yara sadece kabuk bağlıyor.
Babamın bir dostu vardı Ereğli Delimahmutlu köyünde eski muhtar Duran amca bir gün babam ve annem ailecek köye ziyaretine gitmiştik, sohbet ederken "Seksen yaşıma geldim, halâ sekiz yaşında bir çocuk gibi annemi arıyorum" demişti, duygulu bir sesle…
Bu bana o kadar dokunmuştu ki anlatamam, insanın seksen yaşında bunları hissetmesi! Bir çocuk gibi annesini araması! Bu nasıl bir ruh hali, ne kadar da dokunaklı.
" Dürüst bir insan daima çocuk kalır " demiş Sokrates. Allah rahmet eylesin Duran amcada vefat etti, babam onu çok severdi, Yatsıkaya köyünde öğretmenmiş babam, eskiden ulaşım çok zor önce Ereğli’den Deli Mahmutlu ya jeep le gelirler, bir gece Duran amcada misafir olurlarmış, ertesi gün Yatsıkaya’dan köylüler atlarla gelir babamları köye götürürlermiş. Babam Duran amca için muhtarken tüm köyü düzeltti köyde eskiden çok hırsızlık olurdu hepsini bitirdi derdi. Allah rahmet eylesin dürüst, sofrası ortada bir adamdı.
Sekiz yaşında bir çocuk gibi annesini aramak ama hırsıza, arsıza, gelince sırtlan sürüsüne dalan bir Arslan haline gelmek!
Ben tam kırk yaşında hacca gittim tüm hayatım değişti o günden beri her sabah en az on sayfa olmak üzere tefsir, hadis, İslam tarihi okumaya çalışıyorum bir gün okuduğum bir hadis beni çok etkiledi
Hz. Ebû Hureyre (r.a) anlatıyor: Rasulüllah (s.a) buyurdular ki; "Allah rahmeti yüz parçaya böldü. Bundan doksan dokuz parçayı kendi nezdinde tuttu. Yeryüzüne geri kalan bir cüzü indirdi. (Bunu da -cin, insan ve hayvan- mahlûkatı arasında taksim etti.) Bu tek cüzden nasibine düşen pay sebebiyledir ki mahlûkat birbirlerine karşı merhametli davranır. At, (hayvan) yavrusuna basmamak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır."
Dünya kurulduğundan beri nasıl bir rahmet ki tüm mahlûkata yetiyor bir atın ayağını ürkek bir şekilde yavrusuna basmamak için kaldırması dahi bu rahmetten.
Kuranda bir ayet var " Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır."
Bu hadis bu ayetle birlikte benim ruhumda başka kapılar açtı, bizim etrafımızda bize olan tüm sevgi ve şefkatin esas kaynağı sensin imtihan dünyasında hikmetle bu şekilde kurdun yoksa bu merhamet ve sevgi olmasa kim bu kadar meşakkate ve zorluğa rağmen çocuk sahibi olur, senin verdiğin rahmetle insanlar evlatlarının üstüne titriyor Rabbimiz sen ne kadar yücesin sen ne kadar büyüksün, ne kadar Kerem sahibisin, bütün güzellikler senden, kalan doksan dokuz rahmetinle bizleri buluştur. İzzetin ve celalin hakkı için
"Rabbimiz! Hesap günü beni, anamı, babamı ve tüm inananları bağışla."
Kuranda bir Sûre var beni çok derinden etkiliyor
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1. Kuşluk vaktine and olsun,
2. Karanlığın çöktüğü vakit geceye
3. Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.
4. Muhakkak ki âhiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.
5. Şüphesiz, Rabbin sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın.
6. Seni yetim bulup da barındırmadı mı?
7. Seni yolunu kaybetmiş olarak bulup da yola iletmedi mi?
8. Seni ihtiyaç içinde bulup da zengin etmedi mi?
9. Öyleyse sakın yetimi ezme!
10. Sakın isteyeni de azarlama!
11. Rabbinin nimetine gelince; işte onu anlat.
Bu ayetin bile tek başına Allah’ın varlığının ispatı olduğunu düşünüyorum. Vahyin bir ara kesilmesi üzerine Müşrikler Rabbi Muhammed’i terk etti dediler bu peygamberimizi derinden üzdüğü bir anda bu ayetler geldi ne kadar muhteşem bir anlatış "Kuşluk vaktine and olsun Karanlığı çöktüğünde geceye"
"Rabbin seni terk etmedi sana darılmadı da" uzun süre bekledikten sonra ne kadar büyük bir müjde Muhakkak Allah Rasulü ne kadar çok sevinmiştir insanın sevinçten gözleri doluyor.
“Muhakkak ki ahiret, işin sonu, senin için öncesinden, dünyadan daha hayırlı olacaktır.”
"Şüphesiz Rabbin sana verecek ve son hoşnut olacaksın" Caferi Sadık (r.a) diyor ki kurân da bilinenin aksine müminler için en müjdeli ayet budur çünkü burada Ümmeti Muhammedin kurtuluşu saklıdır.
Allah Rasulü nün hoşnutluğu ancak ümmetinin kurtuluşu ile mümkündür.
Sonra dünyada verdiği nimetleri sıralıyor
"Seni yetim bulup barındırmadı mı?
Seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi?
Seni fakir bulup zengin etmedi mi?"
Ahirette vereceği büyük nimet den sonra şimdide dünyada verdiği nimetleri hatırlatıyor.Bu ayetin bundan sonraki bölümü bende şöyle olacak hissi uyandırıyor öyleyse bana çok ibadet et veya beni çok zikret veya bana çok şükret ama öyle demiyor "Öyleyse sakın yetimi ezme! Bu kadar nimet bu kadar bağış bu kadar övgü ve verilen şanın karşılığında Allah’ın istediği şeye bakın
"Sakın yetimi ezme" Sanki yetimi kendi hatırının önüne koyuyor hiç kimse bu kadar merhametli olamaz bu ayetler ancak Allah kelamı olabilir.
"İsteyeni de azarlama ve üçüncü olarak, Rabbinin nimetlerini anlat."
Bu sure vahyin ilk yılında Mekke de inmiştir, bu sure indiğinde bugün bizim İslam adına bildiğimiz hiç bir şey yok, sadece namaz var oda beş vakit farz kılınmamış hac, oruç, zekât, cihat helaller, haramlar hiç bir şey yok neden bu kadar güçlü bir yetim vurgusu var?
Bundan bir önceki sure ise Fecr Suresi orada da "Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz." diyor yine Mekke döneminin ilk yılında indiği düşünülen Maun suresi ise şöyle
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1. Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı!
2,3. İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.
4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,
5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
6. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.
7. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.
Allah Yetimi itip kakanı ve yoksula yedirmeye teşvik etmeyeni dini yalan saymak hesap gününü inkâr etmek olarak tanımlıyor vahyin ilk yılında bu kadar güçlü yetim ve yoksula sahip çıkılmasını isteyen bu ayetler bize neyi anlatıyor?
Bir hadisi şerifte şöyle deniyor "Kim bir mal bırakırsa ailesinden kim varsa ona varis olur. Kim de bir borç veya yetim bırakırsa bana getirin. Zira onun Mevla’sı benim."
Allah Rasulü kızı Fatıma’yı çok sever o geldi mi ayağa kalkardı yerine oturturdu Hz. Fatıma’yı avuçlarının içinden öper ona karşı çok büyük saygı ve sevgi beslerdi Hz. Fatıma ev işlerinde yardım etmek için hizmetçi isteyince Bedir’in yetimleri sizi geçti diyerek kabul etmemişti.
Kuranda Hz. Musa ile Hızır’ın hikâyesi anlatılıyor
Hz. Musa’nın Yuşa peygamberle birlikte Hızır’a tabi oldukları ve başlarından geçenler…
" Nihayet bir köye gelirler ve köy halkından yiyecek isterler. Fakat köy halkı onları misafir etmez. Köyde yıkılmak üzere olan bir duvar görürler. Hızır duvarı düzeltir. Hz. Mûsâ, “Onlar bizi misafir etmediler... Dileseydin, bu yaptığına karşılık onlardan bir ücret alırdın” der.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d