menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İslam Özkan yazdı: Suriye’de Sünni muhalefet ve Şara’nın çıkmazı

6 1
wednesday

Suriye’de Esad rejiminin düşüşünün ardından iktidarı ele alan yeni yönetim ve ülkenin geleceği, tarihsel bir dönüşümün eşiği ile derin hayal kırıklıklarının paradoksu arasında sıkışmış durumda. Esad’ın devrilmesinin yarattığı ilk heyecan ve “devrim” atmosferi zamanla dağılmış gibi görünüyor. Yeni yönetim, ideolojik referansı gereği kendisini Suriye’de Sünni Arapların temsilcisiymiş gibi konumlandırarak zaferi bu gruba armağan etti. Ancak bu durum, geleneksel Sünniliğin reddi üzerine kurulu Selefi cihadiliğin temsilcisi olan Şara destekçileri arasında bile kırılmalar yaratmaya başladı.

Özellikle rejim değişikliğini coşkuyla kutlayan Sünni entelijansiya arasında bir “tersine dönüş” (reverse) hali yaşandığını gösteren ciddi işaretler mevcut. Bu kesimler, diğer dini ve etnik gruplardan daha keskin ve sivri eleştiriler yönelterek, yeni yönetimin zafer psikolojisinden çıkıp gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğini vurguluyor. Bu kırılmanın farklı nedenleri bulunuyor: Şara yönetiminin en büyük yanlışlarından biri, Sahil ve Süveyda’da yaşanan katliamlar sonrası ortaya çıkan onarılması zor güven kaybı. Bu olaylar, HTŞ içindeki selefi unsurlar veya belirli ÖSO grupları tarafından yapılmış olsa da yönetimin bunlara engel olamaması önemli bir zaafiyetti.

HTŞ geçmişinin siyasi hafızada yarattığı travmalar nedeniyle yönetim, kendisini Sünnilerin temsilcisi olarak gördükçe, anayasal vatandaşlığın tam olarak topluma nüfuz edemediği Maşrık Suriye’sinde, diğer etnik ve mezhebi gruplar (Kürtler, Aleviler, Dürziler ve Hristiyanlar) doğal olarak kendilerini yönetime bağlı hissetmiyor. Bu da, azınlıkların özerklik veya federasyon gibi taleplerini dile getirmesine, hatta dışarıdan yardım istemelerine ve azınlıklar arası bir dayanışma ve ittifak doğmasına yol açıyor.

Azınlıklara farklı bir siyasi ve ideolojik grup gibi davranan yeni yönetim, ganimetleri sadakat veya itaat ölçütüne göre dağıtarak daha katılımcı bir yapıyı dışlıyor. Bu durum, yönetime yönelik en belirgin eleştirel seslerin azınlıklardan değil, Suriye’de Sünni Arap çevresinden gelmesine yol açıyor. Nitekim seküler olanıyla dindarıyla Suriyeli aydınlar, devlet işlerindeki lalettayin tutumdan, gerekli özenin gösterilmemesinden, katılımcı bir yönetim biçimine ilgisizlikten ve geniş kesimlerin marjinalleştirilmesinden rahatsız görünüyor. Öte yandan devri sabık yaratma stratejisinin de Şara yönetiminin, muhalefeti boşa düşürmek için başvurduğu en önemli taktiklerden biri olduğunu görüyoruz.

Fransız siyaset bilimci Oliver Roy, 1990’lı yıllarda yayımlanan eserinde, Siyasal İslam’ın geleneksel biçiminin (İhvan,........

© Medyascope