Başörtülü Bacılar Üzerinden Cumhuriyet’in Kadın Haklarını Geri Almak – Nurdan Savaş Yazdı
Bir hutbe, bir fetva, bir demeç… Bunlar tek başına basit açıklamalar gibi görülür.
Ama sürekli tekrar yoluyla, şeriat hükümleri “doğal ve sorgulanmaz” hale getirilir.
“Şeriatın ayak izleri” dediğimiz mesele, aslında laiklik ilkesinin aşındırılma sürecinin işaretleridir.
Laiklik yalnızca “din ve devlet işlerinin ayrılması” değildir; aynı zamanda kadın-erkek eşitliği, yurttaşlık eşitliği ve hukukun üstünlüğü demektir.
Eğer buna karşı etkin tepki verilmezse, bu izler zamanla yola dönüşür.
15 Ağustos 2025 hutbesinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş
“Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır. Arazi sınırlarını ihlal ederek başkasının mülkünü gasp etmek, asılsız gerekçelerle insanların mallarına el koymak, yalan beyanlarla insanları mağdur etmek ateşten gömlek giymektir.” demesi laik hukuk düzenine açık saldırıdır.
Son yıllarda Diyanet, yalnızca dini hizmet sunan bir kurum olmaktan çıkıp, hukuka, aile düzenine, kadın-erkek eşitliğine dair şeriat referanslı açıklamalar yapıyor.
Laik hukuk düzeni dışında ikinci bir otorite yaratma çabası “din hizmeti” değil, doğrudan paralel bir norm üretme girişimidir.
Diyanet’in “Allah’ın koyduğu ölçü” vurgusu, aslında hukuku ikinci plana itip dini hükmü üstün gösterme girişimi,kadınların kazanılmış haklarını tartışmaya açarak toplumsal zeminde şeriatın........
© Medya Siyaset
