menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mavi Vatan: Masal bitti kaybedilen hakikati konuşalım

8 0
27.10.2025

Türkiye’nin dış politika gündemini yıllardır meşgul eden Mavi Vatan kavramını, hamasetten ve sloganlardan arındırarak, somut gerçekler üzerinden konuşmanın vakti çoktan gelmiştir.

Bu kavram, ne zaman ve nasıl milli menfaatlerimize hizmet eden bir çerçeveden çıkıp, elimizdeki avantajları kaybettiren bir araca dönüştü? Bu sorunun cevabı, Kasım 2019’da Libya ile imzalanan anlaşmada saklıdır.

Öncelikle şunu netleştirelim: 2006’da Türkiye’de telaffuz edilmeye başlanan ve ülkenin karasularındaki tam egemenlik yetkilerini tanımlayan “Mavi Vatan” kavramına, 2019’a kadar hiçbir itirazım olmadı. Zira bir ülkenin karasuları, doğası gereği vatan toprağıdır. Buna ister mavi, ister kırmızı deyin, yasama, yürütme ve yargı yetkilerinizi kullandığınız her alan vatandır. Problem, bu meşru tanımın dışına çıkılıp, AKP iktidarının ideolojik ve rant temelli dış politikasının bir unsuru olarak Doğu Akdeniz’de yeni bir harita icat edilmesiyle başladı.

Kendi lehimize olan statükoyu nasıl yıktık?

Libya anlaşması imzalanmadan önce Doğu Akdeniz’de statüko bizim lehimizeydi. Türkiye’nin olağanüstü askeri ve siyasi gücü sayesinde ne Mısır ne de Yunanistan bölgede adım atamıyordu. Kendi aralarında bir anlaşma imzalayamıyorlardı. Hatta geçmişte Mısır lideri Mübarek, “Türkleri gücendirmemek için” Yunanistan ile masaya oturmamıştı. Biz, Libya ile hukuki meşruiyeti tartışmalı bir hükümetle anlaşma imzalayarak, asıl kendi lehimize olan bu statükoyu kendi ellerimizle yıktık ve Mısır-Yunanistan anlaşmasının önünü açtık.

Bu süreçte kamuoyunu ikna etmek için bir “düşman” haritası yaratıldı: Sevil Üniversitesi Haritası. (Manşet fotoğrafı) Bu harita, “Batı’nın Türkiye’yi Akdeniz’e hapsetme planı” veya “yeni........

© Medya Günlüğü