menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Muhalif maskeli sosyal şovenistler yine Kürtlere karşı

7 10
24.04.2025

Yeni çözüm sürecinin bir aşaması olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Dem Parti İmralı heyetinden Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan bir görüşme gerçekleştirdiler. Görüşme özellikle sosyal şovenistleri, milliyetçileri, Kürt sorununda çözümsüzlüğü savunanları, ırkçıları oldukça rahatsız etti. Bu zaman zaman kendini solcu gibi pazarlayan tırnak içinde muhaliflerin 19 Mart sonrası İmamoğlu etrafında, onun özgürlüğü için başlayıp bu meseleyi de aşan dev bir mücadele dalgasına dönüşen hareketin arkasına gizlenmeleri hak ettiği cevabı almalı.

Kibirli milliyetçilerin tanıdık argümanları

Bu sosyal şovenistler her bulduğu fırsatta Kürtleri aşağılamaya, Kürt sorununun çözüm yönünde bir yol haritasına kavuşmasına engel olmaya çalışıyorlar. Yeni bir durumla karşı karşıya değiliz elbette. Bu seferki şımarıklık şurada. “Erdoğan gidiyordu, nereden çıktı bu Erdoğan’ı meşrulaştıran görüşme?”

Sordukları bu. Şimdi bunu soruyorlar.

Aslında bu soru da çok yeni değil. Vakti zamanında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “tatava yapma bas geç” diyerek CHP adayı varken HDP adaylarına oy verme eğiliminde olan ilkeli insanlar üzerinde mahalle baskısı kurarken de aynı şeyleri söylüyorlardı.

Erdoğan tam gitti gidiyorken nereden çıkıyor Erdoğan’ı meşrulaştıran bu hamleler!

Her seferinde bu soruyu gündeme getirme yetenekleri takdire şayan bu sosyal şovenistlerin. Bu içi boş tenekeden çıkan ses gibi ses çıkartanlara sosyal şovenist dememizin iki nedeni var. Birisi Kürtlerin Cumhuriyet tarihi boyunca çektikleri ıstırabı görmezden gelen türden bir “solculuğu” savunmaları. İkincisi, Türkiye’deki demokrasi sorunu başlığı altına toplayabileceğimiz tüm sorunların çözümünü Kürtlerin sırtını yıkacak bir kibre sahip olmaları.

İktidarda kim varsa onunla görüşülür

İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra başlayan mücadele sanki Erdoğan’ı devirmiş, sanki şu anda kanun hükmünde kararname imzalama yetkisine sahip olan yetkili Erdoğan değilmiş, sanki çözüm süreci konusunda müzakereleri bu ulusalcı sosyalistler sürdürme yetkisine sahipmiş, sanki İmralı’nın kapılarını açacak ya da kapatacak olan imza yetkisi mevcut iktidarda değil de kendilerindeymiş gibi davranmaları özellikle sinir bozucu. Sırrı Süreyya Önder’in Erdoğan’la görüşme sırasında çekilen bir fotoğrafını sosyal medyada yaygınlaştırıp, “Bu fotoğraf öğrencilerin tutuklandığı, İmamoğlu’nun tutuklandığı bir dönemde çekilmiştir” diyen isimlerin asıl sorunu bu fotoğrafın kendisi değil. Bu fotoğraf İmamoğlu ya da demokratik hakkını kullanan öğrenciler tutuklanmadan önce çekilseydi de onlar açısından sorun olacaktı. Bu isimler milliyetçi bir anti-AKP, milliyetçi bir anti-Erdoğan çizgisine sahip oldukları, kendileri meşru görmediği için Erdoğan’ın gerçekten de meşru olmadığını, sanki başka bir gölge hükümet iktidarın yapması gereken adımları atabilirmiş gibi düşündükleri için Kürt meselesi gibi kadim bir konuda olumlu bir adımın atılması ihtimali için Erdoğan’la görüşen Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ı yıpratmaya çalışıyorlar.

Sol maskeli milliyetçilik

Sosyal şovenizmin........

© marksist.org