menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dur ve Yavaşla

6 0
sunday

Dur ve Yavaşla

Hiç fark ettiniz mi, artık hiç kimse durmuyor? Herkes bir yerlere yetişme telaşında. Sabah alarmla uyanıyoruz, gün daha doğmadan zihnimizde onlarca düşünce dolaşıyor. Kahvaltıyı aceleyle yapıyor, yola koyuluyor, trafikte ya da yaya halde zamanla yarışıyoruz. Gün boyu mesajlar, toplantılar, bildirimler, yapılacaklar listesi... Ve akşam olup eve döndüğümüzde, bir sessizlik çöküyor. Ama o sessizlik huzur değil; sadece yorgunluğun sesi.

Hepimiz hızın esiri olmuş durumdayız. Sanki birileri “gecikirsen hayatı kaçırırsın” demiş gibi... Oysa belki de asıl kaçırdığımız şey, yavaşladığımızda fark edeceğimiz o küçük güzellikler. Bir kahvenin kokusu, sabah ışığının perdeye düşüşü, yolda yürürken karşımıza çıkan gülümseyen bir yüz... Bunlar hep gözümüzün önünde ama biz hep bir sonrakine koşarken, o anı ıskalıyoruz.

Mevlânâ der ki: “Ne kadar hızlı gidersen git, ruhun geride kalıyorsa vardığın yerin anlamı yoktur.”

Belki de bizim asıl yorgunluğumuz, bu. Bedenen ilerliyoruz ama ruhumuz o kadar arkada kalmış ki... Geceleri uykumuz var ama huzurumuz yok. Dinleniyoruz ama aslında hiç dinlenemiyoruz.

Bir an durup kendimize sormamız........

© Mardin Life