Eğitimde Süt mü, Kay mı?
Kuşta yavrusunu besler, koyun, keçi inekte.
Anne kuş topladığı besinleri kursağında biriktirir ve onları özel bir enzimle daha kolay sindirebileceği bir hale getirir ve yavrusunun ağzına kusar.
Bu anne kuşun yavrusunun ağzına kustuğu gıdaya “kay” denir
Koyun, keçi, inek yediklerini hazmeder ve yavrusuna bembeyaz bir “süt” verir.
Anne kuşun “kay” değerleri sabit olmakla birlikte koyun, keçi, inek gibi hayvanların “süt” değerleri kuzu ya da buzağının büyüme etaplarına göre değişir.
Bu iki misalden okuma/dinleme/yazma etaplarından oluşan ve insanın dünyaya gönderilme hikmeti olarak düşündüğümüz; bir şeyler “üretme” işine gelmek istiyoruz.
İlk emri “oku” olan ve yüce kitabındaki “Kalem” suresinin kaleme/yazıya atıfta bulunmasından net bir şekilde anlıyoruz ki; bir Müslüman için okuma/yazmadan oluşan “ilim” farz-ı ayindir.
Her Müslüman;
3 okumalı,
2 dinlemeli,
1 yazmalı,
Bazen konuşmalı,
Bu 7 elekli süzgeçten geçmiş “bilgi”yi ara sıra paylaşmalıdır.
Peki, okuduğunu, dinlediğini ve konuştuğunu esere dönüştüren Müslüman en çok neye dikkat etmeli?
İki misalle soruya cevap verelim:
Birincisi:
Her Müslüman;
Kendisini bir “bal arısı” gibi görmeli.
Her insan bir çiçek;
Her kitap bir çiçek;
Her tabiat sahnesi bir çiçek bahçesi…
Oralardan topladığı nektarı/usareyi/özü en az Q kendi kovanına çekilir tefekkür, taakkul, tedebbür ve tezekkürler “bal” yapmalı.
“Rabbin bal arısına, “Dağlardan, ağaçlardan ve kurulmuş kovanlardan yuvalar edin, sonra da her türlü üründen ye de, Rabbinin işlek olan yollarından yürü!” diye vahyetti. Karınlarından, insanlara şifa olan türlü türlü renkte içecek çıkar. Düşünen topluma bunda bir ders vardır.” Nahl, 16/68-69.
İkincisi:
Her Müslüman;
3 okuduğu, 2........
© Maarifin Sesi
