'Eski nasıldı?'
Stefan Zweig’in öyküsünden uyarlanan bir sinema filmi, Satranç.
Ya da orijinal adıyla ‘Royal Game’. Öykünün orijinal adı da Schachnovelle. Kitap ya da öykülerden uyarlanan filmler genellikle yaşanılan “etki” itibariyle çok fire verir.
Ama bu filmin, kitabın etkisini tam aktardığı konusunda hemen hemen tüm eleştirmenler fikir birliğinde.
Hayli zengin Yahudi avukat 2. Dünya Savaşı sırasında toplama kampına atılır ve tek kişilik hücreye konulur. Aklını yitirmemek için satranca sarılır. Gördüğü ağır işkencelerden ve tanık olduğu vahşetten kaçmak için aklında hep satranç vardır.
Uzun zaman sonra kamptan kurtarılır. Eşiyle buluşarak evlerine dönmek üzere gemiyle yola koyulurlar. Bu hayata alışması zordur o kadar eziyetten sonra. Dışarıdaki ilk akşam yemeğinde eşi elini tutarak şefkatli bir biçimde “Hiç merak etme her şey yine eskisi gibi olacak” der. Adam yüzündeki o anlamsız ifade ile sorar: “Eski nasıldı?” Eşinin duyamayacağı ses tonuyla söylediği için tekrarlamasını ister ve adam tekrarlar: “Eski nasıldı?”
Üzerinden silindirle geçilmiş, hırpalanmış, örselenmiş hayatların geçmişi olmaz. Hatıralarda “eskiye” ait hiçbir iz ya da anı kalmaz. Film bunu iyi anlatıyor.
Satranç filmini izleyip bitirdikten sonra yanıtından daha ağır bir anlam içeren bu sorunun hayatımızın temel sorusu olduğunu anlıyorsunuz. Bu sorunun cevabından büyük anlamını kavrayabilmemiz için hepimizin faşizmin toplama kamplarına tıkılmamız gerekmiyor.
Her vatandaşın, o ülke siyasetçisinden kurmasını beklediği bir ülke tahayyülü olmalı. Ve o ülke tahayyüllünde bu soru yer almamalı. Bugünkü Türkiye manzarası maalesef içinde yanıtlarına gerek bırakmayan çok acı sorular barındırıyor.
Ülkemizin sokakları yürekli avuçlarında çocuklarının mezarını, kemiklerini arayan, kaybettikleri çocuklarının hesaplarını sorup huzura ulaşmak için çılgınca mücadele eden anne ve babalarla dolu. Bu hem acı hem de bir ayıp tablosudur. Yurttaşını utandıran bir ülke tablosudur, ressamı kim olursa olsun.
1995 yılında İstanbul’da Gazi katliamı yaşandı. Susurluk itirafçılarının çok sonra anlattıkları, o devletin içine yerleşmiş........
© Kısa Dalga
