menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Federal model olarak St.Kittens ya da Süleyman...

16 1
03.09.2025

Makalenin başlığı komik değil mi? Ben çok güldüm ama yemin ederim biraz uzun olsa da altını dolduracağım!

Geçtiğimiz akşam CTP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’ın konuk olduğu, gazetecilerin sorular sorduğu programa katıldım.

Kumarcılar Hanı’nın güzel ortamında gerçekleştirilen programda, Tufan hocaya çeşitli sorular sorma fırsatını buldum.

Kıbrıs sorununun pek konuşulmadığı, onun yerine gittik sonra aynılaşan lafların havada uçuştuğu bir seçim süreci yaşadığımızdan dolayı bulduğum bu fırsatı kaçırmadım ve ona federal çözümün nasıl olmayacağını anlatacağı sorular yerine, nasıl olacağını anlatacağı sorular yöneltmeye çalıştım.

Misal ona desentralize federasyon ve gevşek federasyon formüllerini sorduğumda, bana iki modelin de hemen hemen aynı olduğunu söyledi.

Bu ifade doğru olmakla birlikte bir takım nüansları da içinde barındırmaktadır.

Mesela desentralize modelde merkezi yapı daha güçlü dururken, gevşek federasyonda kurucu yapılar neredeyse ayrı birer devletmiş gibi davranırlar.

Her ne kadar da federasyonlarda ayrılma hakkı diye bir durum söz konusu değilse de, bu konuda bazı istisnalar vardır.

Karayiplerde bulunan St. Kittens and Nevis devleti buna bir örnektir.

1983’te İngiltere’den bağımsızlığını ilan eden devlet, federal bir ortaklık kurdu.

Buna göre merkezi hükümet St.Kittens’te bulunurken, Nevis adası ayrılma hakkı da dahil bir şekilde özeklik kazandı.

Oradaki merkezi hükümetin en önemli yetkileri dış politika, savunma, ulusal ekonomi, vatandaşlık gibi temel unsurlardır.

Nevis’te ise eğitim, sağlık, tarım gibi şeyler orada bulunan meclis ve başbakanının kontrolündedir.

Ancak bu örneğin püf noktası 1998 yılında Nevis’te yapılan ve yüzde 62 lehte oy alınmasına rağmen ayrılığın sağlanamadığı referandumdur.

Çünkü Anayasaya göre 2/3 (Yüzde 66.6) çoğunluk gereken bu karar, gerekli orana ulaşamadığı için Nevis adası, St Kittens’e bağlı kalmıştır.

Peki konumuzla ne alakası var?

Aslında çok alakası var.

Malumunuzdur, KKTC için yıllardır çeşitli modeller zikredilmekte, yakıştırmalar yapılmaktadır.

Tayvan, Nahçıvan, Monaco, Singapur bunlardan bazılarıdır.

Ancak buradaki püf nokta, bu modelin üst yönetimi hangi devlet olacaktır şeklindeki tartışmadır.

Ortada iki yönlü bir düzlem vardır.

Bunlardan birincisi, kuzeye, yani Türkiye’ye ya da siyasi anlamda söyleyecek olursak oraya doğru yönelen ilhak ya da iltihak politikasına giden yoldur.

Yani Türkiye’nin Tayvan’ı ya da Nahçıvan’ı veya Tahsin Ertuğruloğlu’nun bir zamanlar ortaya attığı gibi Monaco’su olmamız konuşulmuş şeylerdir.

Lakin bu türden bir adımın dünya tarafından kabul görmeyeceği, bunun uluslararası hukuk tarafından yasaklandığı da bir gerçekliktir.

KKTC’nin 541 ve 550 sayılı kararlarla tanınmasının yasaklanmasının esas sebebi, tanınmayla birlikte bir statü kazanacak olan yapının olası bir referandumla Türkiye’ye bağlanmasının önüne geçilmesidir. (Bakınız 1939-Hatay)

Peki ikincisi?

Açalım.

4 Mart........

© Kıbrıs Postası