menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Lûlû’nun Uçuşu

8 1
01.11.2025

Sessizliğin İçinden Yükselen Ses

“Her kalem bir yolculuktur; bazen dış dünyanın sesini yazar, bazen insanın iç sesini…
Benim yolculuğum artık ikincisine kanat açıyor.”

(Mehmet Çağlar)

Otuz yıl önce ilk köşe yazımı Yamalı Bohça başlığıyla kaleme aldığımda Ankara’daydım.
Doktorasını yeni bitirmiş genç bir akademisyen, genç bir öğretmendim.
Kalemim hem hasreti hem yaraları yazıyordu.
Yamalı Bohça adını o yıllardan aldı — bir ülkenin yamalı umutlarını genç bir insanın inadıyla dikmeye çalışan satırlardı o.

1977’de üniversite öğrenimi için ayrıldığım Kıbrıs’a 2000 yılında yeniden döndüm.
Bu kez kalemim, yurduna geri dönmüş bir yüreğin kalemiydi.
Limit adını verdiğim yeni köşede sınırları, direnci ve yeniden başlamayı yazdım.
Aralarda farklı gazetelerde, farklı başlıklarla yazılar da yazdım;
her biri bir ara durak, bir iç sorguydu.
Ve sonra geldi Yankıtoplumun sesine kulak veren, ülkenin nabzını tutan ama cevabını hep içeriden arayan bir köşe.

Derken dünya sustu.
2019’un son aylarında görünmez bir virüs, bütün dünyayı kasıp kavurdu.
Sokaklar boşaldı, şehirler sustu.
İnsanlar evlerine kapandı; zaman, duvar saatlerinde değil, kalplerin içinde işlemeye başladı.
İşte o pandemi yıllarında, sessizliğin içinden farklı bir ses duydum —
bir köpeğin, küçük bir canın nefesini.

Adını Lûlû koyduk; ailemize katılan, enerjisiyle evin havasını değiştiren bir candı o.
Sadakati, sabrı, yılmazlığı ve mücadele gücüyle bize hep yeni bir devinim getirdi.
Lûlû dingin bir ruh değildi;
tam tersine, hayatla pazarlık etmeyen, isyankâr ama sevecen bir karakterdi.

Ondan önce bize sevgiyi ve dinginliği öğreten bir de Eros’umuz vardı;
adı gibi saf sevgiydi o.
Eros, koşulsuz sevgiyi ve huzurun sessiz gücünü fısıldamıştı bize.
Eros ne kadar sevgi ve dinginlikse, Lûlû da o kadar yılmazlık ve enerjiydi.
Biri kalbi yumuşattı, diğeri kalbi........

© Kıbrıs Postası