Teşekkürler Montella
A Milli Futbol Takımımız, son milli maç arasında önce Bulgaristan‘ı Bulgaristan’da 6-1, sonra da Gürcistan’ı Kocaeli’de oynanan maçta 4-1 mağlup etmeyi başardı.
Milli takım aldığı bu sonuçlarla, kendisini Dünya Kupası için Play off grubuna taşıyacak grup ikinciliğini hemen hemen garantiledi.
Oysa milli takım, geçen eylül ayındaki milli aranın son maçında İspanya’ya Konya’da 6-0 yenilerek, tam da önceki yıllardan alışkın olduğumuz bu tür 6-7-8 sıfırlık maçların mazide kaldığını düşündüğümüz günümüzde, ciddi bir hayal kırıklığına yol açmıştı.
Altı-sıfırlık maçın etkisinin milli takım üzerinde ciddi bir sarsıntıya yol açabileceği beklentisinde olanların sayısı hiç de azımsanmayacak bir seviyedeydi. Milli takım geleneğinde bu tür farklı mağlubiyetler genelde kırılmalara yol açar, bu kırılmalar yeni kötü sonuçları doğurur ve bu kötü sonuçlar neticesinde de her zamanki gibi teknik ekip değişikliği olurdu.
Futbolla ilgili kamuoyunun ’inin yukarıda sözü edilen milli takım geleneğine sıkı sıkıya bağlı olduğu da ortadayken , 103 yıldır galip olunamayan Bulgaristan deplasmanı dönüşü için “gelenekçiler” ellerini ovuşturmaya başladılar.
Bu Türk futbolunun klasiği idi.
Türk A milli futbol takımı teknik direktörlüğü seçimi için sabit bir prosedür ya da bir kriter yoktu.
Tıpkı TFF Başkanı, MHK Başkanı hatta ve hatta Süper Lig maçlarını yönetecek ve FIFA Kokartı takacak elit hakemlerin hangi kriterler ile o makamlara geldiğini belirleyen bir prosedür olmadığı gibi.
Lise öğrencisi oğlunuz size” anne-baba, ben milli takım teknik direktörü ya da elit hakem olmak istiyorum” diye sorarsa ona ne cevap verirsiniz, mesela?
Zira bu mecrada işler, 21. yüzyılda yaşıyor olmamıza rağmen ,20. yüzyıl dahi şöyle dursun, adeta 19. yüzyıldan kalma ahbap-çavuş ilişkileri ile yürüyor gibi görünmekteydi.
Bu durumda aslında gelenekçi basın da kendince haklıydı. Madem ortada bir muğlaklık vardı ,herkes favorisi olan teknik adamı a milli takımın başına taşımak isterdi.
Hatta bir çok kimse “ bazı kuyruk ilişkilerinden dolayı” buna bir nevi zorunluydu.
Ancak Sofya’da beklenen olmadı.
Montella yönetimindeki milli takım, Bulgaristan‘ı tarihinde ilk defa Bulgaristan’da yenmeyi başardı. Hem de ne yenmek ;Türk takımı 1-0 öndeyken şanssız yedigi bir golle 1-1 berabere duruma düşüp ve o ara rakibinin düşük temposuna ayak uydurmasına rağmen, fırtına gibi başladığı ikinci yarı ile birlikte rakibi Bulgaristan‘a toplamda tam yarım düzine gol atmayı başardı.
Son yıllarda ciddi bir çıkış içerisinde olan ve gerek Gürcistan’daki ilk maçta ve gerekse Avrupa Şampiyonası’nda milli takımımızı oldukça zorlayan Gürcistan........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein