BM’deki Filistin isyanı neye yarar?
Her yıl Eylül ayının ikinci Salı günü New York’ta başlayan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu küresel gündemin nabzının ölçüldüğü, eğer nereye bakacağınızı biliyorsanız bölgesel dar krizlerdeki son durumunu bile okuyabileceğiniz bir zemin sunar. Bu sene toplantılar 9 Eylül’de başladı ama liderleri 23 Eylül itibarıyla dinlemeye başladık.
Bazı seneler uluslararası gündemsizlik ve yönsüzlük nedeniyle sönük, lider katılımının çok düşük seviyede olduğu zamanlar da oldu. Bu sene gerek BM’nin 80. yıldönümü olması gerek uluslararası sistemsizliğin tüm üyeleri sürüklediği tedirginlik gerek Filistin meselesinin genel kurul öncesinde Avrupalı ülkelerin tanıması ile gündemde daha da başa yerleşmesi ile önemli bir sene.
BM’nin 193 üyesinden Fransa’nın tanıma kararı sonrası 157’si Filistin’i devlet olarak tanıyor. Bu sayının son yirmisi İsrail’in iki yıldır sürdürdüğü saldırılara tepki olarak bu kararı aldı. Üstelik aralarında İspanya, İngiltere, Kanada, Portekiz, Belçika gibi Batı ülkeleri bulunuyor.
Batı’nın İsrail’in, sayılabildiği kadarı ile, 60 binin üzerinde Filistinliyi katlettiği saldırıları başladığındaki sessizliğini ve hatta İsrail’e verdiği desteğini son tanıma kararlarının temize çekmesi mümkün değil. Öyle bir zamanda tanıma kararları alındı ki ortada tanınacak bir Filistin devleti kalmadı. Tanınan devletin sözüm ona başındaki isim Mahmud Abbas ABD’nin vizelerini reddetmesi üzerine toplantıya bile katılamıyor.
Bu ilk değil. 1988’de de ABD o dönem Yaser Arafat’a vize vermemişti ama o sene toplantı Arafat’ın katılabilmesi için New York’ta........
© Karar
