ARKASI YARIN
Sizi bugün biraz gerilere götüreceğim. Henüz televizyonun hayatımıza girmediği, bilgisayarın adını duysak ne olduğunu bilmediğimiz, cep telefonlarını bırakın ev telefonlarının hayatımızda olmadığı, her evde bir dikiş makinesinin baş köşede olduğu yıllarda bizim nesil radyo programı olan 'Arkası Yarın'la büyüdük.
Bugün bir masal gibi geliyor kulağa ama gerçek bu! Hayal gücünün sınırlarını zorlayan, tasvir sanatını üst boyuta çıkartan bir radyo klasiğiydi. Seslendirenler radyodan çıkar bizi hayal alemlerine doğru uzun bir yolculuğa çıkarırdı. Karakterleri ailemizle yanyana dinler, ama herkes kafasında farklı canlandırırdı. Ayrıca, gece vakti dinlenilmesi durumunda, tiyatronun türüne göre insan davranışı şekillenirdi.
Kış akşamları saat altıya kadar işlerimizi bitirmek isterdik, yerimizi almak için. Herkesin oturduğu bir yer vardı evde. Yanımızda portakal ve kavrulmuş fındık olurdu. Ben genelde üçlü koltuğun önünde, yerde otururdum daha rahat ettiğim için. Saat altıda bir sessizlik olurdu radyo açıldığında.
Bir önceki gün heyecanlı yerinde bıraktığımız........
© Karadeniz'de sonnokta
