Zamansız Sayılmayacak Bir Yazı
Bugün, bize dayatıldığını düşündüğüm gündemin tamamen değilse de biraz dışına çıkmaya niyetle kalemi elime aldım. “İnsana dair” gördüğüm, her zaman öncelediğim ama “fırsat bulamama” ya da başka önceliklerle sürekli ertelediğimiz, kimi zaman geri itip savsakladığımız “sevgi dünyamızın ahvaline” dokunmak, bir “çimdik atmak” geldi içimden. Her ne denli “ben” yerine kimi zaman “biz” ‘i kullansam da bu yazım kişisel bir küçük hesaplaşma sayılsın lütfen. Başarabilecek miyim emin değilim!
Bu arada benimle bire bir örtüşmese de aynı ya da benzer duygular içinde birçok arkadaşımın ve okurun olabileceğini tahminden öteye sosyolojik bir gerçeklik olarak gördüğümü söylemeliyim.
Gözlerini kapatıp, kulaklarını tıkamaktan ya da bütünüyle duyargalarını tatile/dinlenceye göndermekten söz etmiyorum. Dahası ben merkezci, çıkarcı bir vurdumduymazlık ve de sorumsuzluğa ilişkin değil sözlerim. Böyle olmadıkları savını diline dolayıp bundan sıyrılamayan, öncelikler sırasını beyin ve yürekle eşgüdüm kurup biçimleyemeyen, bunda zaafa/yetersizliğe düşen benim gibi insanoğlundan söz etmeye çalışıyorum.
“Su katılmamış sevgiyi yaşamak” diyorum, pınarında yüzmek, kana kana içmek kimi zaman. Hangimiz ne ölçüde tatmaktan öteye yaşadık/yaşıyoruz! Özgünlüğünü ve özgürlüğünü bizim belirlediğimiz; kaygısız, tasasız, beslenircesine yani. Evet bir beslenme sorunu aslında; kıtlığında eksik, yarım kaldığımız…
Aslında yaşamın çok önemli bir yanını ertelemek bir bakıma; kimi zaman ıskalamak yaşamı. Çoğu siyasetçinin, yazan-çizenin, belki sanatçının, devlet yöneticisinin, yoğun çalışan kimi iş insanının neden sonra bir dizi keşkelerle hayıflandığı…
Çok şeyin alınıp-satılabildiği, bir “metaya” dönüştüğü/dönüştürüldüğü uzun bir süreçten........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d