menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savaşlar ve işçi sınıfı – 2

8 0
27.09.2025

Bir önceki sayıda savaşların neden çıktığı konusunda birkaç cümle yazdıktan sonra savaşların ekonomi politiği üzerine yazarak devam etmiştik. Bu sayıda kaldığımız yerden devam edelim yani savaşın ekonomi politiğinden.

Keynesçi düşünceyi savunanlara göre savaşlar ekonominin büyümesine olumlu etki yaparlar. Dünyaya ABD penceresinden bakıldığında böyle görünmekte. Çok da haksız değiller. Özellikle büyük paylaşım savaşları ABD ekonomisinin büyümesine, şirket gelirlerinin artmasına yol açtı. Peki ne pahasına? İşte bu sorunun yanıtı yok Keynesçi yorumlarda. Olmaması da doğal, onların baktıkları yerden görülmez bu sorunun yanıtı. Belki bizler görebiliriz kim bilir? Devam edelim araştırmalarımıza, örneğin savaşların istihdamı ve işsizliği nasıl etkilemiş olduğuna bir göz atalım.

Savaşlar esnasında istihdamın arttığını söylemek mümkün. Bu durumda işsizlik de azalıyor elbette. Ancak istihdamın niteliği hayli değişiyor. Öncelikle askere alınmalar artıyor. Eh askere alınmış olmak da işsizlik oranının düşmesine yol açar elbette. Bu arada sivil alanlarda istihdam edilmiş olanların devlet yaptırımları sonucu askerî istihdam alanlarına kaydırılmış olmaları da istihdamın niteliğini değiştiriyor. Tabii yine devlet yaptırımları ile (olağanüstü hâl, sıkıyönetim vb. uygulamalar) çalışma süreleri de artmakta. Sonuçta savaşmakta olan ülkede bulunan iş yerlerinin nerede ise tamamı bir askerî kamp görünümüne bürünmekte.

İkinci Büyük Paylaşım Savaşı esnasında ABD’de tutulmuş olan kayıtlar bu iddiamızın kanıtı adeta. Buna göre; 1940 yılında ülkedeki istihdamın ,4’ü sivil istihdam iken bu oran 1945 yılında Y,5 seviyesine düşmüş. Buna karşın askerî sektörün istihdamdaki payı aynı yıllarda %1,3’ten 9,2’ye yükselmiş. Yine aynı dönem kayıtlarından söz konusu zaman diliminde sivil işsizlik oranının ,7’den %1,3’e düştüğünü, işgücüne katılım oranının ise ,4’ten ,1’e yükseldiğini görmekteyiz (Buraya dikkat, askere alınanlar işgücüne katılmış sayılmaktalar). Sınai üretim de bu duruma göre şekillendi yine inceleme konusu dönemde, savaş uçağı üretimi 11 kat, savaş gemisi üretimi 10 kat, askerî mühimmat üretimi ise 14 kat arttı. Bahse konu üretim alanlarına ara malı temin eden alüminyum ve çelik işletmeleri de bu gelişmeye paralel olarak üretimlerini arttırdılar. Buna karşın hizmet sektöründe üretim dip yapmıştı. Üretim artışı askerî bir disiplin altında ve askerî sektörlerde artarak devam ederken tarımsal üretim Almanya’da p, Fransa’da P oranında düşmüştü. Bu durum kıtlık, gıda maddeleri enflasyonu ve açlık gibi sonuçlar yarattı.

Almanya örneğinden devam edelim. Hitler Almanyası’nda nerede ise tam istihdam sağlanmıştı. Bunun nedenlerini irdeleyecek olursak şunları görürüz:

• Kadınların işten çıkartılarak yerlerine erkek işçilerin alınması. Bu politika ile eş anlı olarak işgücü istatistiklerinde kadınların devre dışı bırakılması.

• Yahudilerin işlerini terk etmeye zorlanarak yerlerine Alman işçilerin alınması. İşlerini terk etmek zorunda kalan Yahudilerin çeşitli toplama kamplarında barındırılarak değişik işlerde boğaz tokluğuna istihdam edilmeleri.

• Emek yoğun bir sektör olan inşaat sektörüne ağırlık verilmesi ve özellikle otoyol inşaatlarında düşük ücretler karşılığında çok sayıda işçi istihdamının sağlanması.

• Savaşa destek veren, askerî birliklere lojistik hizmet veren sektörlerde canlanma gerçekleşmesi.

• Zorunlu askerlik yasasında yapılan değişiklikle pek çok genç Alman’ın ordu saflarına katılmak zorunda kalması (Hitler yönetimindeki Almanya’da zorunlu askerlik yasası nedeni ile gençler üniversiteye girebilmek için önce askerlik yapmak zorunda idiler).

Bu önlemler sayesinde 1932 yılında ülkede beş milyondan fazla işsiz varken bu sayı 1938’de dört yüz bine düşmüştü. Bir önlem daha var. Yazmadan geçmeyelim. İşsiz Almanlar kendilerine önerilen işleri kabul etmek zorunda idiler. Kendilerine önerilen işi beğenmeyip kabul etmeyenlerin başlarına neler geldiğini bilemiyoruz maalesef. Bu konuda kayıt yok.

İstihdam nerede ise tam istihdam seviyesine ulaşmıştı ulaşmasına da işçi ücretleri de 1938’de on yıl öncesinin 1928 yılı seviyelerinin gerisine düşmüştü.

Burada ABD ve Almanya örnekleri verildi ancak hiç kuşku yok ki savaşa katılan tüm ülkelerde hattâ savaşa katılmamış olsa bile katılabilme olasılığı bulunan ülkelerde de istihdam yukarıda açıklanmaya çalışılan koşullar çerçevesinde gerçekleşmekte idi. Söz gelimi savaşa........

© Kaldıraç