Barış, Savaş, İşgal ya sonrası?
Oysa Kurtuluş Savaşımızın ateşlenmesinden sonra 1970’li yıllara dek siyasetçilerimizin ve yöneticilerimizin bu söze uyduklarını söyleyebiliriz. 1980’lerden sonra siyasette biraz değişim oldu. 2002’den sonra da ne söyleneler yapıldı ne de yapılabilecekler söylendi. Söylem halkın beklediği yönde iken uygulama iktidarın seçtiği yönde oldu.
Türkiye’de yüzlerce inanç grubu, etnisite, aşiret var. Her birinin kendine göre kültürü, yaşama ve siyasete yaklaşımı var. Türkiye’de şubat ayında 167 siyasi parti olduğu ve bunların 38’inin seçime girme yeterliliği vardı. Sivil toplum örgütü olarak 2022’de 102 bine yakın dernek çalışması ile insanımızın değişik konularda bir araya geldiğini de düşünürsek sosyal ve siyasal düşünce yaşamımızda zengin bir çeşitlilik olduğunu anlayabiliriz...
Diyebilirsiniz ki, çeşitlilik var ama bir araya gelip örgütlenme ve dayanışma yok. Doğrudur. Bu kadar çeşitlilik bir araya gelip örgütlenmek için değil, örgütlenmemek için üretildi derseniz, buna da hak vermek olası. Osmanlı döneminde Avrupa’daki devletlerin büyükelçilerinin ülkelerine yolladığı raporlar, ona göre Osmanlı topraklarına gönderilen ajanların gözlem ve raporları ile başlayan süreç, bugün yine devam ediyor.
Türkiye için durum böyle. Peki dünyada durum nasıl? Parasal yönden zengin olan, teknoloji alanında önde olan ülkeler diğerlerini bastırmaya........
© İz Gazete
