Ortak Çıkarlar, Ortak Değerler
Herkes için önemli midir bilmem ama toplumun zorunlu bir parçası olarak, ondan bağımsız olunamayacağı inancımla, hem kendimin hem de başkalarının toplumla olan bağını algılamaya ve anlamlandırmaya çalışırım.
Peki neden, “sokağa çıkıp yürümeye başladığım zaman” dedim? Çünkü, atacağınız her bir adımda birbirinden farklı özellikte (eğitim, kültür, inanç, anlayış, gelir seviyesi vb.) pek çok insan ve durumla karşılaşabilmenizin en kolay yolu budur. Örneğin, faaliyet alanı fark etmeksizin, ticaretle uğraşan herhangi bir esnafın, dükkanının önünü nasıl kullandığı, benim açımdan, onun toplum ve kurallarla olan ilişkisini kavrayabilmek adına az da olsa bir ipucu verir. Zira, daracık bir kaldırımı, sırf kendi ticareti ve kazancı için işgal etmekten çekinmeyen, bir; bebek arabasının, tekerlekli sandalyenin, baston veya koltuk değneği yardımıyla yürüyen bir hastanın veya yaşlı birinin geçip geçemeyeceği bile onu ilgilendirmeksizin, kendini ve çıkarını önceliklendiren birinin başkalarının haklarına saygısını, bu eylemi ile değerlendirmek mümkündür. Elindeki izmariti veya herhangi bir çöpü, kendinden sadece birkaç metre ötede duran bir çöp kutusuna atmaya bile tenezzül etmeyen birinin bu hareketinden hem ortak yaşam alanlarının hem de doğanın temizliğine duyduğu saygıya dair bir fikir yürütülebilir. Araçlarda olduğu gibi insanların da yolun sağ tarafını kullanmasının, yazılı olmayan bir esas olduğunu az çok hepimiz bilmesine rağmen yolun sol tarafını işgal etmek, kimi zaman da kalabalık bir insan grubu olup yine de yan yana ve bir hat halinde yürüyüp başkalarının geçişini engellemek de o kişilerin, kendisinden başka kimsenin o yolu kullanma hakkını umursamadığına delalettir.
Evinizdeyken komşularınızla, toplu taşımadayken diğer yolcularla veya hastanede, okulda, tiyatroda, aklınıza gelebilecek herhangi bir yerde, diğer insanlarla kurduğunuz tüm; ilişki, iletişim ve etkileşimlerde sürekli kendinizi önceliklendirip kendi çıkarlarınızı önemseyecek davranışlar sergiliyorsanız, toplumla kurduğunuz ilişkide bir problem var demektir. Çünkü, bugünkü insanın, sosyal bir hayvan olduğu ve dünya nüfusunun önemli bir kısmının, irili ufaklı da olsa bir insan topluluğunun içinde yaşamını sürdürdüğü açıktır. İnsanların, bir topluluk veya toplum içerisinde yaşamlarını sorunsuz bir şekilde sürdürmeleri de yine, diğer insanlarla kurdukları iletişimi ve ilişkiyi sorunsuz sürdürebilmelerine bağlıdır. Bu da ancak, insanın kendisine bazı sınırlar çizmesi ya da kendisine ait, doğuştan gelen geniş sınırların bir kısmından kendi namına vazgeçmesi ile mümkündür. Düşünce, eylem ve ifadede kendi sınırlarımızı belirleme ve eylemde bulunma gücümüz olan ve “özgürlük”........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein