Seküleristler eliyle biz dindarlar üzerinde estirilen terörün simgeleşmiş ismidir 28 Şubat. Üstelik o sürecin, Terör örgütü kurmak, yönetmek, yardım ve yataklık yapmak iddiasıyla idamla yargılanmış, iliklerine kadar mağdur edilmiş bir kişi olmam dolayısıyla çok çeşitli uyarıcı yazılar kaleme almış bir kişiyim.

Dediğim gibi bizatihi olayların içinde ve göbeğinde olmam dolayısıyla adeta röntgenini çekmiş ve elde ettiğim bütün verileri, teşhis, ikaz ve uyarıları da birçok kez kaleme aldım. İşte bu sebepledir ki Muhafazakârların 28 Şubat’ı ile Sekülerist zümrenin 28 Şubat’ı diye attığım başlıkların hayatiliğine dair hepinizin dikkatini hassaten istirham ediyorum.

Yazımıza, ikaz ve uyarılarımıza girişim yapmazdan evvel bir başka hayati başlığa, hayati ikaz ve uyarıya daha dikkat çekmek istiyorum!

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu büyük ihanet, büyük yağma, büyük talan ve en nihayetinde işgal ve istilasının planları, program ve taşeronluğu da, tam bu Muhafazakâr 28 Şubat döneminde atılmıştı. Gerek o dönem ve gerekse bu dönem sahneye konulan ve bir sonra ki adım olarak yıkılmış, dağılmış ve işgal edilmiş olacak Türkiye’nin planının yapıldığı bugün ki 28 Şubat’ın plan ve projesi, üst akıl tarafından yapılmaktadır!

Emin olunuz ki şuan Türkiye’yi yönetenlerin böyle bir planı yapacak ne eğitimleri var, ne diplomaları var, ne kalibreleri ne de böyle bir meziyetleri asla bulunmamaktadır!

Bu sebepledir ki son 40 yılımızda bizleri kimlerin yönettiği, yönetenlerin menşei, mahiyeti, kökleri, dilleri, dinleri ve bütün bunların hakikatlerine dair en az 50 doktora tezi çıkarmadığımız sürece, bağımsız bir Türkiye iddiamız hep topal kalacaktır..!

Gelelim mi konumuza!?

Ne demişti 82 darbesinin sahte kahramanı!? Bir sağ’dan bir Sol’dan, değil mi!?

Yani bir muhafazakâr ve bir Sekülerist idam edelim ve sonra bir Sekülerist zihniyete iktidar teslimiyeti ve bir de muhafazakâr kesimin iktidarı ile her iki kesimi de aynı üst aklın elleri, avuçları ve merhametlerine teslim edelim demişti!

Dedim ya, onda da bütün bunları ve 50 yıl sonrasına projeksiyon tutacak eğitim, kalibre, yetenek yoktur. Ancak, küresel tanrılarına mutlak bir teslimiyet gösterecek sahici bir iman ehli olduğuna dair de, zinhar kuşku yoktur! Ve bu teslimiyet, sahici ve şüpheden ari iman, sonra ki tüm yöneticiler için şart koşulup teste tabi tutulmuş ve başarıyla geçmeleri sonrası sırasıyla iktidar teslimiyeti yapılmış........

© İstiklal