PKK’nın Avrupa’daki Hedefi: Kürt Toplumu mu, Yoksa Küresel Güvenlik mi?
Avrupa’da PKK varlığını konuştuğumuzda, tartışmanın çoğu zaman sığlaştığını görüyoruz. Bir tarafta örgütü “Kürt halkının meşru temsilcisi” olarak görenler, diğer tarafta onu sadece Türkiye’nin iç meselesi olarak ele alanlar… Oysa sorulması gereken asıl soru şudur: PKK gerçekten Avrupa’daki Kürt toplumunun çıkarlarını mı gözetiyor, yoksa Avrupa’yı küresel güvenliği ilgilendiren daha büyük bir jeopolitik mücadelenin üssü olarak mı kullanıyor?
Bu soruya yanıt verebilmek için hem tarihsel hem de güncel boyutu görmek gerekiyor.
Tarihsel Arka Plan: Avrupa’daki PKK Ağının İnşası
PKK, 1980’li yılların başından itibaren Avrupa’da kendisine alan açmaya başladı. Türkiye’deki silahlı faaliyetlerini finanse etmek için Avrupa’daki Kürt diasporasını hedef aldı. Başlangıçta bu hedef, “yardım toplama” adı altında yürütülen mali kampanyalarla sınırlıydı. Ancak 1990’lı yıllara gelindiğinde, örgüt bu alanı çok daha geniş bir şekilde değerlendirdi:
• Dernek ve kültür merkezleri kuruldu.
• Sözde medya organları oluşturuldu.
• Gençler üzerinden militan devşirme faaliyetleri başlatıldı.
Avrupa’daki bazı ülkeler, PKK’yı “terör örgütü” listesine almış olsa da bu yapılanmalar “sivil toplum örgütü” kisvesiyle faaliyet göstermeye devam etti. Böylece örgüt, yasaların açıklarını kullanarak kendisine yarı-legal bir zemin hazırladı.
Kürt Toplumu Üzerindeki Etki: Temsil mi, Tahakküm mü?
PKK’nın kendisini “Kürt halkının tek temsilcisi” olarak tanıtması, Avrupa’daki diaspora üzerinde ciddi bir baskı unsuru hâline geldi. Bu iddia, özellikle şu üç açıdan sorunlu:
1 Çeşitliliğin yok sayılması: Avrupa’daki Kürt........
© İstiklal
