10 Eylül 2025’te Polonya hava sahasında yaşananlar, Soğuk Savaş sonrası Avrupa güvenlik denkleminin yeniden yazıldığı an olarak tarihe geçecektir. Bu olay, basit bir hava sahası ihlalinden çok daha fazlasıydı. NATO’nun sinir sistemine atılmış canlı bir neşterdi. Rusya’nın, Belarus üzerinden 19 İHA’yı adeta bir sürü halinde Polonya’ya göndermesi, ittifakın sadece fiziksel değil, aynı zamanda siyasi ve teknolojik reflekslerini ölçmek için tasarlanmış cüretkâr bir istihbarat operasyonuydu diyebiliriz. Moskova, farklı ülkelerin unsurlarının (Polonya F-16’ları, Hollanda F-35’leri, Alman Patriot’ları ve İtalyan erken uyarı uçaklarının) ne kadar sürede, hangi koordinasyonla ve hangi elektronik imzalar bırakarak reaksiyon göstereceğini anlık olarak test etti. Bu hamleyle Kremlin, bir yandan NATO’nun caydırıcılık eşiğini “salam dilimi” taktiğiyle aşındırmaya çalışırken, diğer yandan ittifak içinde olası bir “kolektif tereddüt” anı aradı. Ancak NATO’nun sergilediği hızlı ve yekvücut reaksiyon, Moskova’nın bu siyasi hedefini boşa çıkarmış ve doğu kanadındaki sıcak temas potansiyelinin artık operasyonel bir gerçeklik olduğunu teyit etmiştir.

​Bu provokasyonun karşılığında, ittifakın neden 5. Madde’nin kolektif savunma kılıcını çekmek yerine, 4. Madde’nin istişare kalkanını devreye soktuğunu açıklamak gerekiyor. Zira 5. Madde’nin tetiklenmesi için gereken “silahlı saldırı” eşiği, bu olayda hukuken aşılmadı. Anlaşılan o ki bu........

© İstiklal