​“Sudan’da Neler Oluyor?” sorusu, son günlerde tekrar gündemimize girmiş ve cevapları ile sadece bir insani drama değil, aynı zamanda stratejik bir çöküşe de tanıklık ettiğimizi göstermektedir. Kuzey Darfur’un Faşir kentinden ve Kuzey Kurdufan’ın Bara şehrinden yansıyan acımasız katliamlar, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) artık sadece bir askeri güç değil, sistematik etnik temizlik ve devletin temelini çökertme politikası güden uluslararası destekli bir terör aygıtı haline geldiğini kanıtlamaktadır.

​Sudan Doktorlar Ağı’nın raporlarına göre, 9’u kadın 47 silahsız sivilin evlerinde infaz edilmesi ve tıbbi tesislerin yağmalanması gibi vahşi manzaralar, HDK’nın kökenlerindeki o eski Cancavid vahşetinin Hartum’dan sonra şimdi yeniden asıl coğrafyasına yayıldığını göstermektedir. Gelen son dakika raporları, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından ağır silah ve finansman desteği alan HDK güçlerinin, sadece 2 gün gibi kısa bir sürede 2000’den fazla sivili hedef alarak infaz ettiği yönündeki dehşet verici iddiaları gündeme taşımıştır. Bu, çatışmanın basit bir iktidar kavgasını aştığını ve Bölgesel jeopolitiğin en kanlı ve acımasız vekalet savaşına dönüştüğünü; hedefin ise Sudan devletinin üniter yapısını ortadan kaldırmak olduğunu teyit etmektedir.

​Bu trajedinin ardında yatan temel neden, Sudan’ın muazzam kaynak zenginliğidir. Yılda 65 tona yakınının kaçırıldığı iddia edilen altın rezervleri, ülke ihracatının E’inden fazlasını oluşturmakta ve Sudan’ı bölgesel ve küresel aktörler için kontrol edilmesi gereken bir hedef haline........

© İstiklal