menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Seni seviyorum Aktau

10 0
30.09.2025

Bismillahirrahmanirrahim

Evde oturuyorum.

Planım Altındağ’dan otobüsle Dikimevi’ne, oradan adına Ankaray dedikleri trenle Kızılay’a, sonra da Oran dolmuşlarına binip takribi iki saat sonra TÜRKSOY binasında olmaktı.

Dostum Fatih Aliyi’nin aramasıyla daldığım hayallerden uyanıp telefonu açtım.

Fatih, “Hocam çantanı hazırla Aktau’a gidiyorsun”, deyince elimde yarım yamalak hazırlanmış bir çantayla çorap bile giymeden havaalanında aldım soluğu…

Benim her yurt dışı seyahatinin bir tema şarkısı olur.

Bu gezinin tema şarkısı doksanlardan Murat ve Nurlan’ın Kazakça Mahabat şarkısı oldu.

Taşkent’te kaybettiğim aşkımı Hazar’ın incisi Aktau’da arayacak biraz da tiyatro izleyecektim.

https://www.youtube.com/watch?v=5E29htyG7ig&list=RD5E29htyG7ig&start_radio=1

Türk Dünyası kültür başkenti Aktau’da, Uluslararası III. TÜRKSOY Tiyatro Festivali Türk Dünyası’nın her köşesinden önemli sanat adamlarını buluşturacak, ortak Türk Dünyası kültüründe tiyatronun yeri, sahnelenen oyunlar üzerinden tartışılacaktı.

Üstüne kendisi de ünlü bir dramaturg olan TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev bizzat oyunları yerinde izleyecekti.

Şimdi bir kere şapkayı önümüze koyup işin doğrusunu anlatalım.

Kazak, Kırgız, Özbek, Azerbaycan tiyatrosuna rakip olmamız olası değil.

Adamlar artık sahneyi bırakıp duvarda oynamaya başladılar.

İzlediğimizde ağzımız açık, yarım saat yaşadığımız şoktan ayılamadığımız oyunları daha ileriye götürmek için deney aşamasına geçtiler.

Her yıl binlerce oyun üretiliyor.

Almata’da, Semarkant’ta, Astana’da biletler on dakikada bitiyor.

Bazı oyunların girişinde izdiham yaşanıyor…

Bu konuyla ilgili daha çok şey yazılır yazılmasına da gerek yok.

Bir laf vardı, “Herkes bilir ama kimse söylemek istemez.” Şu an o durumu yaşıyorum.

VİP salonların değişmez ismi Kemal Hoca

Havaalanları beni hep tedirgin etmiştir.

Uçaktan çıkıp adına apron denilen tünelin ucunda adımı beyaz bir tahtanın üzerinde görünce şaşırdım kaldım.

Meğer festival komitesi bir sürpriz yapmış! Beni VİP yolcu yazdırmış.

Bir havalar bir havalar.

Hayatımdaki en rahat pasaport kontrolüydü. Bavullar ayağımıza geldi.

Aktau

Aktau çocukluğumun Kayserisi, gençliğimin Bişkek’inin birleştirilip Hazar denizin kıyısına kurulmuş haliydi. Dağımız yoktu ama denizimiz vardı.

Hazar denizi kıyısı boyunca belediyenin izin verdiği kat sayısı dört olacak ki! Hiç yüksek bina görmedim…

Nasıl olur?

Sahil şeridine elli katlı filan binalar yapıp sahili sömürebildiğimiz kadar sömürmeli, denizden geleni rüzgârı kesip şehri nefessiz bırakmamız lazım değil........

© Internethaber