8 Mart
Bismillahirrahmanirrahim
Memleket özlemi ağır bastı!
“Reis vatana hizmet edecek evlatları çağırıyor.” dediler.
Babam ısrar etti.
18 yıl sonra döndük geldik memlekete.
Ben sanıyorum ki ülke 18 yıl önce bıraktığım gibi duruyor.
Bir gün Karaman’dayız.
Hanımla Karaman’ın kalabalık caddelerinden birinde yürüyoruz.
Bizimki elimi tutmak istiyor ama oralı olmuyorum. Bu ısrar ediyor. Baktım olmayacak “Burası Türkiye ey kadın! Bırak şu lakırdıyı. Burada öyle yollarda laubali yürünmez.” diye terslemiş bulundum.
Yani bunu söyledik, hanımı küstürdük.
Yolda yürümeye devam ediyoruz. Ama içimde en ufak bir pişmanlık yok. Daha aradan beş dakika geçmedi.
O sırada karşıdan iki erkek geliyor.
Önce yanlış gördüm herhalde diye gözlerimi kırpıştırdım. Ama yok.
Adamlar el ele tutuşmuş.
Hem de nasıl bir tutuşma. Sanki evlendirme dairesinden az evvel çıkmışlar.
Elim böğrümde, yolun ortasında kalakaldım.
İlk şoku atlattıktan sonra kendi kendime “Ne halt ettik biz.” dedim demesine ama oğlumun annesinin gözleri boncuk boncuk.
Baktım olmayacak, “Ey kadın! Beni affet ver şu elini tutayım” demiş bulundum…
Gerisini tahmin etmek zor değil.
Sofraya oturuyoruz. “Ey herif! Burası Türkiye burada böyle yemek yenmez.” Ekmeği bölüyoruz “Ey civan bakışlım! Burası Türkiye burada ekmek böyle bölünmez.” Elimize tuzluğu alıyoruz. “Ey kaytan bıyıklım! Burası Türkiye burada yemeğe böyle tuz atılmaz.”…
Ara ara hâlâ nüksetse de çok şükür “Burası Türkiye”........
© Internethaber
