menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Doğanın dokunulmazlığı kaldırılıyor (1)

10 1
27.10.2025

1 Ekim’de açılan yeni yasama yılında Milli Parklar Kanunu, Çevre Kanunu, Kara Avcılığı Kanunu’nu kapsayan değişiklik teklifi TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edilerek TBMM Genel Kurulu’na gönderildi. Teklif, yasalaşırsa doğal varlıklarımızı korumaya dönük temel kanunlardaki koruma kalkanı delik deşik olacak. Ayrıca koruma çalışmalarını yürüten kamu kurumu olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP)’nün yapısı, piyasanın hizmetine koşulacak hale getiriliyor.

Ekoloji hareketleri, korunan alanların koruma statülerinin aşınmasına bir süredir tanıklık ediyor. Kazdağları Milli Parkı ve altın madenciliği davaları, Munzur Vadisi Milli Parkı ve yöredeki maden ruhsatları, HES’ler, GES’ler, Hatila Vadisi Milli Parkı ve Cerattepe davası, Marmaris Milli Parkı ve Sinpaş davalarındaki tartışmalar ilk akla gelenler. Sinop’ta kurulmak istenen nükleer santral için kamuoyunun bildiği gibi, Danıştay’daki davaya sunulan bilirkişi raporunda korunan alanlar nedeniyle yer seçiminin uygun olmadığı yönünde görüş bildirildi. Yörede Hamsilos Tabiat Parkı, Sarıkum Tabiat Koruma Alanı, Aksaz Sazlıkları Sulak Alanı, Bozburun Yaban Hayatı Geliştirme Sahası bulunuyor. İğneada Longoz Ormanları, Küre Dağları, Ağrı Dağı, Dilek Yarımadası gibi hali hazırda sermaye baskısı altında olan başka yöreler de var.

Ekoloji aktivisti olmaya veya hukukçu bakış açısına gerek kalmadan Milli Parklar Kanunu’nun amaç maddesine bakalım: “Bu Kanunun amacı, yurdumuzdaki milli ve milletlerarası düzeyde değerlere sahip milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanlarının seçilip belirlenmesine, özellik ve karakterleri bozulmadan korunmasına, geliştirilmesine ve yönetilmesine ilişkin esasları düzenlemektir.” Milli Parklar........

© İlke TV