menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Filistin’i tanıma dalgası (!)

11 0
08.08.2025

Bir halk kırmak. Soyunu kurutmak. Bir ırkın yükselmesi için “ötekinin” yok edilmesini savunmak. Dışlamak, gettolara kapatmak, malına çökmek, kılıçtan kurşundan gaz odalarından geçirmek. Kılıç artıklarını yerinden sürmek, sürüldükleri yerde izolasyona tabi tutmak.

Soyu kırma suçu kaç defa yaşandı şu “medeni” dünyada? Alt alta yazılsa kitaplara sığmaz.

Kırımları yarıştırmak, vicdanı buzluğa atmak kadar soğuk belki. Yine de karalar içinde en kara bir örneği oluyor zalim tarihin.

20. Yüzyılın en kanlı, en vahşi, en kitlesel ve sistematik soykırım suçu Nazi Almanya’sında yaşandı. Toplama kampları, gaz odaları, krematoryumlar milyonlarca Yahudi’nin canını aldı. Suçun büyüğü Alman yurttaşlara ait değildi elbette. Zira Yahudi toplumuyla birlikte devrimciler, sosyalistler, muhalif sosyal demokratlar ve liberaller de ezildi. Krematoryumlardan kesif yanmış insan kokuları yükselirken Hitler faşizmi ari Alman ırkını belalı diğer tüm genlerden temizlediğine inanıyordu!

Ya bizim zamanımız? 21. yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzere. Soyu kırma suçu tüm vahşetiyle yine karşımızda. “En büyüğü” demeye dilim varmıyor ama 21. Yüzyılın en büyük soyu kırma suçu Gazze’de yaşanıyor. Hem de gün be gün. Suçlu İsrail yönetimi ve ona arka çıkanlar. Elbette bütün Yahudi halkı değil.

Gazze’de bir kent var; binaları yerle yeksan. Çadırda yaşasan serde yine bombalanmak var.

Gazze’de bir deniz var; Gazzeli balık........

© İlke TV