Küresel Geleceğimizi Yönetmek
Doğal kaynakların sınırlı, talebin ise vahşi, adaletsiz ve sınırsız olduğu bir yerkürede yaşıyoruz. Evimiz, yaşam alanımız olan yerküredeki denge ciddi bir şekilde sarsılıyor, günden güne bozuluyor. Bizimle birlikte yaşayan canlı türlerinin soyları tükeniyor. En insani gereksinimimiz olan beslenmemizi sağladığımız gıdaların güvenliği tehdit altında. Yakaladığımız teknolojik büyümenin de bir sonucu olarak enerji arzı, talepteki büyümeyi yakalayamıyor. Özellikle son yıllarda, yaz aylarında, herkesin, sosyal statüsü ne olursa olsun dikkat kesildiği su sorunu bütün dünyanın kafa yorduğu bir sorun haline geldi. Su kaynakları azalıyor, olan su kaynakları kirleniyor. Milyonlarca insan temiz su bulmakta zorlanıyor.
Bilim insanları, insan davranışları (üretim, sanayileşme, kentleşme, vb.) sonucu atmosfere salınan karbondioksit gazının küresel ısınmaya neden olduğunu belirtiyor. Bu ısınma, iklimi değiştirmekte, değişen iklim yerkürenin yapısında ciddi değişikliklere neden olmaktadır.
Küresel ısınma, bazı bitki ve canlı türlerinin yok olması, nüfus artış hızının düşmesi (hatta bazı ülkelerde eksi olması) ve nüfusun giderek yaşlanması, hızlı kentleşme, küresel ekonomik sistemin bir yandan refah ve zenginliği, diğer yandan da fakirlik ve yokluğa yol açması, kaynak (üretimde kullanılan başta enerji ve tarımsal ürünler olmak üzere) kullanımının daha önce görülmedik şekilde hızla sorun olmaya başlaması gibi sorunlara yol açtı.
Bugün sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde tartışılan küresel ısınmanın gündeme gelmesi ilk olarak Birleşmiş Milletler tarafından 5 Haziran 1972 tarihinde Stockholm’de toplanan “İnsan Çevresi Konferansı” dır. Konferansta, çevrenin kapasitesine değinilmiş, kaynak kullanımında gelecek kuşakların haklarına vurgu yapılmış, ekonomik ve sosyal kalkınmanın çevreyle olan ilgisine dikkat çekilmiştir.
Bu konferansta sonra, konu değişik boyutlarıyla çeşitli uluslararası alanlarda tartışılmaya devam etti. Bu tartışmalar sırasında ekonomik büyüme modeli ile doğal kaynaklar arasındaki ilişki tartışılmış; doğal kaynakların hızla tükenmesi sonucu, gelecek kuşakların temiz içme suyu, gıda gibi temel kaynaklara ulaşımında riskler olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında, 1983 yılında, Birleşmiş Milletler’ in bünyesinde kurulan, “Çevre ve Kalkınma Komisyonu” “Ortak Geleceğimiz” raporu ile yoksulluğun kaldırılması, doğal kaynaklardan elde edilen........
© Hürses
