menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bayramda Annesinin Elini Öpemeyen Evlat

10 1
09.04.2025

Remziye tavuklarını yemledikten sonra koyunların, kuzuların ağılına girdi. Otunu, yemini verdi, sağılacak olanları sağdı. İçeriye geçerken üzerindeki şalvarı temiziyle değiştirdi. Abdestini alıp ikindi namazını kıldı. Bugün arefe günüydü. Bayram için açtığı baklavaları fırına sürdü. İçi kıpır kıpırdı. Gece oğlu da kızı da gelecekti köye. Oğlunu da çok severdi ama kızını başka severdi. Hem sırdaşı hem arkadaşı gibiydi Hayriye. Kayınvalidesinin adını vermişti kızına. Ama Hayriye geçen yıl üniversitede arkadaşlarının yanında "Bu ad kulağa fazla demode geliyor." diyerek üşenmedi, mahkemeye başvurup ismini "Oya" olarak değiştirdi.

Hayriye ortaokul, lise dönemlerinde çok merhametliydi. Annesi bağda, bahçede çok çalışınca ona kıyamaz şalvarı üstüne geçiriverir, inek, koyun, tavuk, bağ, bostan birlikte halleder, eve girerlerdi. İki yıldır hali, tavrı biraz farklıydı. Bu yıl mezun olacaktı fakülteden. Eczacı olacaktı. Sabah namazlarına kaldıramıyordu artık kızını Remziye.

-Anne lütfen rahat bırak. Zaten sınavlara çalışırken sabahlıyorum, uykusuz kalıyorum. Bir de sen namaz diye darlama n'olursun.

Çocukken koşa koşa abdest alan "Bensiz sahura kalkmayın tamam mı?" diyen kızı Hayriye'ydi bu işte. Oya ve Hayriye aynı evlat değil miydi yoksa?

Geçen yaz da eve başörtüsüz gelince anneciği çok üzülmüştü. Babası bağırdı, çağırdı, kızdı, kükredi. "Sen yüz veriyorsun, ondan böyle bu kız." deyip sıyrılıyordu her sorumluluktan.

"İzmir gibi bir yerde başörtülü çok fazla dikkat çekiyordum. O yüzden açıldım. Ben gene aynı Oya'yım, değişen bir şey yok. Kalbim........

© Hür Haber