menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eller, ruhu onarır!

7 0
11.03.2025

Eller, ruhu onarır!

Bu hız ve gürültü çağında çoğunlukla kendimi sıkışmış, kaybolmuş ve yabancılaşmış hissediyorum. Hayatı daha derin, daha sakin ve düşünceli bir ritimde yaşama isteğim ise öylesine baskın ki. Yavaşlamak, yüz yüze iletişimin sıcaklığına sığınmak, anın özünü kimselere duyurma telaşına kapılmadan, sadece hissedebilmek…


Var olan tek sosyal medya hesabımı da bir süre sessizliğe bıraktım. Hengâmeden uzaklaştığımda, içimde derin bir sessizlik alanı açılıyor. Ruhumdan taşan her ne varsa yalnızca onunla meşgul olmak istiyorum. Dijital dünyanın parıltıları gözlerimizi kamaştırsa da gerçek ışık her sabah doğan güneşin sessiz ve cömert aydınlığında saklı.


Okulsuz yaşamımız da bu isteğimi destekliyor. Zihnimdeki başarı tanımlarını yavaşça söküp, sabırla ve içsel bir dikkatle yenilerini dokuyorum. Oğlum için de dileğim; bu hız ve rekabet çağının kıyısında, kendi ritminde yol alabilmesi. Yavaş yavaş içine dönmesi, oradan geleni duyabilmesi. İçini güçlü kılandır ki; dışarının sert rüzgârları onu yıkamaz.


Oğlum öğrenirken ben de derin bir bilgiyle karşılaşıyorum; beklemek, gözlemlemek, güvenmek…


Oğlum keşfederken ben de farkına varıyorum; sabırsızlığımın, kontrol arzumun, içsel huzurumun…


Tıpkı öğrenmek gibi yaşamın da aceleyle değil, sabır ve emekle yavaş yavaş oluşabildiğinin…


Okulsuz yaşam sadece çocukları değil, yetişkinleri de dönüştürüyor. Kalıplara sığamamak, insanın içini taşırıyor.

........

© HTHayat