Soykırım denince akla artık hep İsrail gelecek
Soykırım sözcüğünün ilk olarak, Polonya asıllı Yahudi hukukçu Raphael Lemkin tarafından 1944’teki Axis Rule in Occupied Europe adlı eserinde geçtiği biliniyor.
Nazilerin; Yahudilere, Romanlara, engellilere ve diğer gruplara karşı yürüttüğü sistematik imha politikaları savaş sonunda tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkmıştı.
6 milyon insanın öldürülmesi, kitlesel sürgünler, toplama kampları ve katliamlar, “soykırım” kavramına uluslararası hukukta acil bir karşılık bulma gereğini doğurmuştu.
Bu noktada Lemkin’in soykırım kavramı devreye girdi ve BM Genel Kurulu 1948’de bu sözleşmeyi kabul etti. Lemkin’in bu süreçte BM içerisinde elinde kalem ve defteriyle sözleşme için yoğun lobi yaptığı söylenir.
Soykırım kavramı çok ciddi bir kavram. Sadece hukuksal karşılığı açısından söylemiyorum. Zaten İsrail bağlamında pek hukuksal bağlayıcılığı olan bir mesele değil. En azından şimdilik.
Ama bunun ötesinde soykırım özellikle ülkelerin tarihi açısından büyük bir kara leke olma özelliği taşır. Nazilerden sonra birçok soykırım girişimi oldu dünyada. Afrika’da, Balkanlarda, Ortadoğu denilen Kuzey Afrika ve Batı Asya’da…
Bugün ise İsrail gelmiş geçmiş en vahşi soykırımlardan birini sergiliyor. 21. Yüzyılda, gelişmiş iletişim teknolojilerinin hemen ortasında, yapay zeka çağında vahşi bir katliam, aklın ve vicdanın alamayacağı ölçüde ağır bir soykırım.
Geçtiğimiz gün Grok da bu konuya müdahil olmuş oldu. İsrail’in yaptığının soykırım olduğunu söylediği için hesabı, kendisini üreten şirketi “X” tarafından askıya alındı. Gerçekler doğal ya da yapay zekadan saklanamayacak duruma çoktan geldi. İşte bu yüzden hesap yeniden açıldı. Hatta neden kapatıldığını söylediği bir paylaşımla birlikte.
Grok’un paylaşımında bir kuruluşun adı dikkat çekiyordu.
B’Tselem…
Bu kurum hakkında öncelikle sözlük bilgisi verelim.
B’Tselem, 1989 yılında “İşgal Altındaki Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi........
© Habertürk
