menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küçük Bir Dalga, Küçük Bir Rüzgâr Esintisi, Sumud.

9 0
wednesday


Sevgili Dostlar,
Bazen, bir kelebeğin ipek kanadı, okyanusun ötesinde fırtınalar koparır.
Bir kuşun gagasındaki bir damlacık, devasa bir ateşi utandırır. Bazen bir damla, mermeri deler, bazen, bir çimen betonu…
Ve bir karınca… Bile bile uzun yola çıkar; çünkü çaresiz yaşamak, göze aldığı bir ölümden daha ağırdır. Tarihi yazan çoğu zaman en küçük cesaretlerdir. Yani, cesur yüreklerdir.
Küçüğün kaderi budur: Azın, görünmez olanın, alaya alınanın… Fakat tarih, küçük başlangıçların büyük neticeleri olduğunu fısıldar bizlere sürekli. Kelebek etkisi dediğimiz şey, romantik bir masal değil; karmaşık ve doğrusal olmayan sistemlerin gerçeğidir: küçük titreşimler, doğru geri beslemelere bağlandığında, fırtınalar koparır.

İnsanlığın ortak hafızasında “az ama sahici”nin davasını anlatan nice hikâye dolaşır. Yahudi geleneğinde dulun iki lepti, paranın miktarından çok fedakârlığın değerini fısıldar; Kohelet’in “küçük şehirdeki yoksul ama bilge adamı” kalabalıktan daha güçlü olanın akıl olduğunu gösterir; kudretli Titus’u içeriden kemiren küçücük yatush ise kibri en küçüğün bile alt edebileceğini hatırlatır. Hristiyanlıkta hardal tanesi, en küçük tohumun nasıl koca bir ağaca dönüştüğünü anlatır. İslami anlatılarda, İbrahim’in ateşine su taşıyan kuşla hacca giden karınca, insanın tarafını belli edip gücü yettiği kadarını yapmasının kıymetini yükseltir; Sevr Mağarası’ndaki incecik örümcek ağı, en keskin kılıcı şaşırtan zarafetin adıdır. Doğu hikmetlerinde Jataka’nın cesur papağanı orman yangınına damla........

© Habername