menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TELEVİZYON SİNEMA ÜZERİNDEKİ SOL TAHAKKÜM DEVAM EDİYOR

11 1
20.11.2025

"Çok büyük aktörsün ama çok Allah diyorsun. Biz seninle ondan asla çalışmayacağız." Oyuncu Cem Uçan, televizyon-sinema sektöründeki sol tahakkümü ve maruz kaldığı zorbalığı bu sözlerle ifade etmişti. Çok Allah, bayrak diyormuş. Ne gereği varmış böyle şeylere!

Benzer bir durumu (zulmü) yine ünlü aktör Hakan Boyavyaşamış ve anlatmıştı. Sektörde kalıplaşmış bir güruh olduğunu ve bunların hiç değişmeksizin hep jüri grubu falan olduklarını dile getirmişti. Yine sanatın hiçbir normlarına göre değil bizzat her yerde kendi normlarına göre hareket ettiklerinden yakınmıştı. Öyle ya. Böyle bir ortamda nasıl ödül alabilirsiniz ki? Boyav kendi anlatıyor:

"Türkiye'de ya politik görüşünüz olarak solcu olacaksınız veya oradan birilerine daha yakın olacaksınız falan. Yaşam biçimi olarak, onunla oturacaksınız, kalkacaksınız. Akşamları barda 'hahahaha hihihihi'. Adil bir değerlendirmeden çok uzaktır Türkiye'de ödüller... En iyi yardımcı oyuncu ödülü adayıydım ben. Ben içeri girdiğim zaman insanlar, 'aaa tebrik ederiz. En iyi yar...' Ya dedim ki, 'Ben ödül almadım ki'. Dediler ki, 'biz seyrettik kardeşim. Gerçekten iyi oynanmış.' Ulan Allah var. İyi oynamışım. Ödüller bir açıklandı. Son derece kötü bir filmde bir abimiz ödül almış. Sırf solcu olduğu için. Yapmayın ya! Hem sanatçının hakkını yemeyin, hem ödülünüzü küçültmeyin hem de inançlı biriyseniz kul hakkı yemeyin kardeşim."

Hakan Boyav, sektör üzerindeki vesayete isyanını bu sözlerle dile getiriyordu. Hani Payitaht Abdülhamid'de Mahmud Paşa ve Kurtlar Vadisi'nde Kara karakterlerini mükemmel derecede ustaca oynamış Hakan Boyav. Kurtlar Vadisi demişken, bu vesayete karşı sancak açmış öncülerin başında, yönetmen ve yapımcı rahmetli Osman Sınav gelir. Bu öyle bir sancak kaldırıştı ki, "3 tane İsmet Özel şiiri okuyamayan adama, ben oyuncu diyemiyorum" sözleriyle adeta karşı bir manifesto yayınlamıştı. Zira bu sektör içerisinde, böylesine yapımlara imza atmak ve böylesine açıklamalarda bulunmak, her babayiğidin harcı değildi. Keza, Kurtlar Vadisi de yıllarca aynı linçe maruz kaldı. Sadece karşı mahalle değil çoğu vatandaş, bu diziye sıradan bir mafya filmi gözüyle baktı. Oysa ben, bu diziyi her zaman Türkiye'nin iç ve dış meselelerini "derinlemesine" işleyen bir proje olarak gördüm hep. Özellikle, Sabacı suikastını anlattığı söylenen Toros cinayetinin kimlerin ne amaçla, nasıl ve yine kimlere ihale edilerek gerçekleştirildiğini anlattıkları bölümleri izlemediyseniz, tavsiye ederim. Yine unutmayalım ki, işgalci devletin arzu mevud hayalini siyonist askerin "Bize vadedilmiş toprakları kirleteceksin" sözlerine Polat Alemdar'ın, "Bu toprakların neresi size vadedildi bilmiyorum ama ben sana altını vadediyorum" ifadeleriyle belki de ekranlarda ilk kez Kurtlar Vadisi Filistin filmi vesilesiyle izlemiştik. Eee tabi bunun bir bedeli olmak zorundaydı. Dizinin müziklerini yapan ünlü bestekar ve müzisyen Gökhan Kırdar, onlarca yıl cep telefonlarının zil sesi yapılan bu dizi müziklerine bir kez olsun ödül verilmediğinden yakınmıştı.

Çünkü sanat sol içindi! Sanat da sanatçı da solcu, devrimci olmak zorundaydı. Oysa yine, senelerdir dillerinden düşürmedikleri, Musa Eroğlu ile özdeşleşmiş Mihriban Türküsü ‘nün sözlerinin Üstat Abdürrahim Karakoç'a ait olduğunu bile bilmiyorlardı. "Lambada titreyen alev üşüyor" tabirini, hangi felsefe hakkıyla ifade edebilirdi ki? Bu büyüklüğü bizzat Aşık Mahsuni Şerif yine ekranlarda şöyle dile getiriyordu:

"Sana ne söylerim, bilmem ne derim

Benim gibi doğdu gitti pederim

Der Mahsuni ellerinden öperim.

Çünkü sana varmak güçtü Karakoç"

Yine solun bir diğer önemli şairlerinden Can Yücel, ÜstatNecip Fazıl Kısakürek için "solda adam mı var, Necip Fazıl'ı anlayacak? Hepsi dangalak." şeklinde epeyce ağır bir laf etmişti.

"Bir alem ki, gökler boru içinde

Akıl olmazların zoru içinde

Üst üste sorular soru içinde

Düşün mü, konuş mu, sus mu unut mu

Buradan insan mı çıkar, tabut mu"

Şiir üzerinden edebiyata daldığımın farkındayım. Sanat çatısı altında çok da birbirlerinden bağımsız........

© Habername