SOMALİ GÜNLÜKLERİ 6 : İstikameti Türkiye Olan Coğrafyanın Aydınlık Yüzlü Çocukları
Değerli Dostlar
Her hafta sizlerle paylaştığım Somali günlüklerinin altıncısına geldik. Türkiye’den Buhoodle yaptığım yolculuğunun hikayesini adım adım sizlerle paylaşıyorum. Şimdi, yolculuğun ilk sabahı ve gününde yaşadıklarıma şahitlik edeceksiniz…
Günaydın, Kahvaltı Vakti!!!
İlk günümün, ilk sabahında, Muallim Davut sesi ile uyandım. Bir an "neredeyim?" şaşkınlığı yaşadım. Pencereyi kapatan demir pervaz kanatların arasından güneşin ışığı, aynı ülkemdeki gibi (sanki gurbette değildim) odanın içine sızıyordu. Kapıya yöneldim, seslenenin kim olduğunu merak ettim. Demir kapının sert sürgüsünü zorlanarak açtım. Karşımda yedi sekiz yaşlarında bir erkek çocuğu, elinde üstü kapatılmış iki melamin tabak tutuyordu. Utangaç bir gülümsemeyle tabağı elime doğru uzattı. “Senin adın ne bakalım?” dedim refleksle ama çocuğun Türkçe bilmediğini, kıkırdayarak kaçışından anladım.
Melamin tabakları bakmadan aldım ve içeriye yöneldim. Şaşkınlığım, uykudan yeni uyanma halimi tamamlayıp, tabaklara baktım; birinde, tabağın çapına eş, merkezine dairesel iç içe dalgalı şekil verilmiş, uçları kıtır, bazlama-yufka karışımı bir ekmek; diğer tabakta ise soğanlı et kavurma vardı. Masanın olduğu odaya geçip üzerine bıraktım. Sırt çantamdan içme suyumu ve ıslak mendilimi çıkardım.
Parmaklarımı bandıra bandıra yemeğimi yerken Sharmarke odada belirdi. “Afiyet olsun hocam,” dedi. Dışarıdan çocuk sesleri geliyordu. “Ders başladı mı?” diye sordum. “Evet hocam, teneffüsteler. Bugün size ders ayarlamadık,” dedi. “ Sınıflara girip tanışsam,” dedim. “Tamam hocam.” diyerek, isteğimi,heyecanımı,merakımı kırmadı ya da kıramadı.
Okulda, 12 tane sınıf olduğunu, ilkokuldan liseye kadar tüm kademelerde öğrenci bulunduğunu, öğretmen kadrosunu ve birkaç okul hakkında detayları Sharmarke ile konuştuk. Konuşma sırasında; “Bu ayaküstü olmaz, önce öğretmenlerle toplantı yapalım.” dedim, “Hocam siz bugün dinlenin. Mahmut Bey de gelince uzun boylu konuşuruz,” cevabını aldım. Mahmut, Sharmarke gibi Türkiye’de okumuş, okulun sorumlusuydu. Aslında kafamda onlarca soru vardı. Ancak şimdilik sorularıma cevaplar ertelenmişti, beklemeliydim zamanı gelene kadar. “Hocam ben dışarıdayım, sizi bekliyorum. Çıkarken kapıyı kilitleyin,” dedi ve çıktı. Aceleyle hatta belki de tatlı bir telaş ile hazırlandım.
Meraklı Gözler Eşliğinde Selam
Demir kapının üzerinde asma bir kilit vardı. Demir kapıyı kilitledim. Yekpare demir kapıyı önce sürgüleyip, asma kilidi iki halka demire takıp anahtarla kilitlemek tuhaf geldi. O an kendimi mahkum hücresinin ürkütücü demir kapısını kapatıyormuş gibi hissettim. Karşı kapıdan çıkan bir öğretmen selam verdi. Selam; evrensel bir güce sahip, kalpleri yaklaştıran efsunlu bir sözdü, her zaman ve her coğrafyada; “Selamun aleyküm – aleyküm selam.”
Sharmarke........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein