menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sokaklar Kimin? Kural tanımayan merhametin bedelini kim ödeyecek?

16 2
09.08.2025

-Toplumsal vicdan ile kamusal düzen arasında sıkışan bir gerçeklik: Merhametle başlatılan bir iyilik, kuralsızlıkla hem hayvanlara hem insanlara zarar veriyor.

Bu düzen nereye kadar sürdürülebilir? -

Türkiye’de hayvan sevgisi, son yıllarda hiç olmadığı kadar görünür hale geldi. Bu başlı başına olumlu bir gelişme gibi dursa da, sınırlarını aşan bir merhamet anlayışı;

Toplumsal düzeni, kamusal sağlığı ve güvenliği tehdit eder hale geldi.

Alışveriş merkezlerinde, toplu ulaşım araçlarında, restoran ve kafelerde sahipsiz hayvanlarla karşılaşmak artık sıradanlaştı. Bu durum ne insan ne hayvan sağlığı açısından sürdürülebilir değil. Üstelik bu tablo, hem hayvanlar için hem insanlar için ciddi sonuçlara yol açmaya başladı.

Sokak Hayvanı Sayıları ?

Türkiye’deki sahipsiz hayvan sayısı hakkında net bir istatistik yok. Ancak çeşitli kaynaklara göre:

Sokaktaki köpek sayısı 4 ila 10 milyon arasında tahmin ediliyor.

• 2024 öncesi uygulamalarda barınaklara alınan köpek sayısı 779 bin iken, rehabilite edilen sayı yalnızca 600 bin civarındaydı.

• Türkiye genelinde 322 belediye barınağı, sadece 105 bin hayvana barınma imkânı sunabiliyor.

Bu tablo, Türkiye’nin sokak hayvanı sorununu “doğal akışına bırakılmış” şekilde yönetildiğini gösteriyor. Türkiye’de hayvan sevgisi, kapalı mekânlara kadar taşınırken, toplum sağlığı ve toplumsal güvenlik açısından önemli riskleri de beraberinde getiriyor.

Bu gerçeklerle yüzleşmek gerekiyor:

• 2024 itibarıyla Türkiye’de sokak köpeği sayısı 4 ila 10 milyon arasında. Bazılarının verisi 1,3 milyon dese de nüfus kontrolü oldukça yetersiz

• Mevcut yasaya göre belediyeler 2028’e kadar binden 5’i (büyükşehirde binden 3’ü) oranında bütçe ayırarak barınak kurmalı ve bu hayvanları rehabilite edip sahiplendirecek aksi halde belediye yetkilileri 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilir.

• Mevcut kapasite: 322 barınak, toplam 105.000 hayvan kapasiteli. Oysa 4 milyon sokak hayvanına hizmet vermek için bu çok az.

• Yeni yasayla “sahipli” ve “sahipsiz” hayvan statüsü netleştirilmiş; sahipli hayvanlar dijital kimlikle Tarım Bakanlığı sistemine kaydedilecek, aksi durumda ciddi yaptırımlar uygulanacak

Bu sistemin çalışmasını sağlamak için:

Kapalı alanlarda kuralcı denetim: toplu ulaşımda, AVM’de, otellerde ziyaret eden hayvanlara net sınırlar getirilmeli.

Yasaklı ırkların kontrolü sıkılaştırılmalı: bu ırkların ağızlıksız/bağsız gezdirilmesi cezai yaptırımlarla engellenmeli.

Barınak sistemi hızla güçlendirilmeli: mevcut kapasite yetersiz, ancak faydalı düzenlemelerle geliştirilmesi mümkün. Denetim ve şeffaflık sağlanmalı.

Sahiplendirme ve kayıt sistemleri kesintisiz uygulanmalı: dijital kimlik, çip, kısırlaştırma ve sahiplendirme entegre edilmeli.

Barınak mı, Sürgün mü?

• Son düzenlemelere göre belediyeler, 2028’e kadar barınak kurmak ve hayvanları bu alanlara almak zorunda. Ancak kamuoyundaki yanlış algı şu:

“Toplatacaklar ve öldürecekler.” ?

Oysa amaç, sahipli ya da kontrollü yaşamın teşvik edilmesi. Her hayvanın sahiplendirilmesi veya doğal alanlara alınması sağlanmadan sokağa geri salınması zaten hem onların hem bizim için sorun.

Sahipsiz Sevgiden Sahipli Sorumluluğa

• Batı ülkeleri bu sorunu sevgiyle değil, sistemle çözdüğünü görüyoruz.

Hollanda sokakta sahipsiz köpek bırakmayan tek ülke. Fransa’da hayvan refahı STK’ları profesyonel yapılar haline geldi. İngiltere’de hayvan sahiplenme ciddi bir prosedür ve sorumluluk gerektiriyor.

• Sahiplenip........

© Haber7