Gençlik nereye gidiyor?
Gençler bir memleketin sadece heyecanı, neşesi ve süsü değil aynı zamanda geleceğidir de. Bu yüzden her ne zaman okuyan, düşünen, kendini arayan, kültürel değerlerine sahip çıkan ve ülkesini seven bir gence rastlasam ülkemin geleceği adına son derece ümitvar olurum.
Toplumdaki yetişkin bireylerin gençlerin hal, tutum ve tavırlarıyla arasının pek iyi olmadığı hepimizin malumu. Üstelik bu sadece bizim topluma ait bir durum da değil.
Dünyanın hemen her toplumunda yetişkin ve genç kuşaklar arasındaki iletişimde büyük sıkıntılar yaşandığı bilinen bir gerçek. Kaldı ki bu durum sadece günümüz toplumlarıyla da sınırlı değil. Mesela ilkçağ filozoflarından Aristo, kendi dönemindeki genç nesli şöyle eleştirmiş; “Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış vaziyette. Yemek yiyişleri çok kaba. Yetişkinlere karşı da saygısız davranıyorlar. Anne-babalarına karşı çıkıyor ve öğretmenlerini de kızdırıyorlar.” Aristo’dan çok daha önceki dönemde yazılmış Sümer Tabletleri’nde gençliğin nereye gittiğine dair uzunca eleştiri ve sorgulamalar yer alıyor. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, tufan sebebiyle her yerin su altında kalacağına dair Hz. Nuh’un yaptığı uyarılara oğlunun aldırış etmediği ve o hengamede boğularak öldüğü açıkça anlatılıyor.
Bu mevzuya, yazdığım tarihi romanlar esnasında da sıklıkla rastladım.
İmam-ı Azam Ebu Hanife romanı bunlardan biri mesela. Büyük İmam, ilimde hangi yolu seçeceğine dair etraflıca düşünürken sıra hadis ilmine gelince kendisini bir anda talebelere hadis öğretirken farz eder. Sonra o zamanın gençliğine hafıza........
© Haber7
