Azerbaycan Ermenistan Antlaşması! Savaş Bitti mi?
Yazımızın başlığını Trump’ın “35 yıllık savaş bitti” sözü üzerinden oluşturdum. 08.08.2025 tarihinde Ermenistan ve Azerbaycan devlet başkanları arasında Beyaz Sarayda Trump’ın hakemliğinde barış anlaşması imzalandı. Yukarıdaki ifade de imzadan hemen sonra söylendi.
Paşinyan “Yeni bir tarihin temeli atıldı” derken, Aliyev daha coşkulu bir öneride bulundu “Trump Nobel ödülü almalı” dedi. Dışişleri Bakanlığımız da bir açıklama yaparak memnuniyetini dile getirdi.
“Vaşington’da kayda geçirilen bu anlaşmadan memnuniyet duyduğumuzu, ABD’nin bu sürece verdiği desteği takdir ettiğimizi, Türkiye’nin anlaşmanın sağladığı fırsatların değerlendirilmesi için çalışacağını, Can Azerbaycan’ın özveriyle sürdürdüğü çabaların destekleneceğini” vurguladı.
Trump’ın baskın yönetiminde imzalanan bu anlaşmada Zelenski’nin Beyaz Saray'daki o aşağılanmış ve hırpalanmış yüz ifadesi yoktu. Üç liderin yüzlerinde güller açıyordu. Kafkasya denkleminde Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeni çetelerinin ve Rus Ordusundaki Ermeni birliklerinin yaptıkları katliamlardan bugüne yaşananlar yaşanmamış gibiydi. Hatta Birinci Karabağ Savaşının muhteşem rövanşı diyebileceğimiz İkinci Karabağ Savaşında Azerbaycan ve müttefiklerinin kesin zaferi ve Aliyev'in Paşinyan’ı tahkir eden sözleri de unutulmuş gibiydi kısa sürede. Güç olgusunun bu denli etkili olabileceğini hepimiz biliriz ama eş zamanlı yaşamak ayrı bir seyir zevki veriyor.
Yukarıdaki kişisel yorumların ötesinde söylenecek ve sorulacaklar da var. 1994 yılında Baba Haydar Aliyev’in büyük zekası ve becerisiyle imzalanan, Azerbaycan petrolünü dünya petrol piyasasına akıtan “Asrın Anlaşması” Azerbaycan’ı radikal bir şekilde dönüştürmüş, bölgesinin güçlü bir aktörü yapmıştı. Hatta öyle ki o dönemde Haydar Aliyev petrol anlaşmasını yaparken Rusya’nın desteğini almak için petrolden belli oranda pay vermiş ve Moskova’da başkanlıklar arası çelişkilerden yararlanmıştı.
Ancak günümüze geldiğimizde küresel güç dengeleri değişmiş, Rusya eski gücünü kaybetmiş, Azerbaycan gibi bölgesel güçler de bağımsız politika takip edebilir hale gelmişlerdir. Bu son anlaşmada Rusya’nın ne derece oyunda olduğunu cidden merak ediyorum. Suriye’den çıkmayı kabul eden Rusya aslında büyük bir tarihsel ve efsanevi yeteneğini ve mevzisini da kaybetmektedir. Şöyle ki Kafkasya’da etnisite yönetimini en iyi bilen güç olarak bilinir Rus Gücü. Etnik grupları birbirlerine karşı kullanması, bu grupların asimetrik biçimde içlerinde farklı grupları iskana tabi tutması, her etnik grup için farklı alfabe ve hepsini de kapsayan ortak Slav kültürünü geliştirmesi, etnik yapılar arasındaki çatışmaları yönetmesi ayrıca incelenmeye değerdir. Ancak, ilk defa, Kafkasya’da derin etkileri de olan travmatik geçmişe sahip iki çatışmalı millet Rusya olmaksızın barış masasına oturtulmuşlardır. Rusya Kafkasya’dan ilk defa dışlanmıştır.
Buna karşı belki ileride bir tarihte Rus cevabı olabilir. Ancak, bu cevap gibi tarihi de henüz meçhuldür.Peki bu son anlaşmanın kazananları kimlerdir?
Son anlaşmanın kazananlarının kimler olduğuna dair doğru akıl yürütmek ve tespitte bulunmak için yine bölge 1994’teki anlaşmaya paralel inşa edilen ve 2005 yılında Sangaçal Terminalinde açılışı yapılan ve 13 Temmuz 2006 yılında Ceyhan Terminali açılışı yapılan BTC Petrol Boru Hattının ortaklarına bakalım. BTC Boru Hattı 11 enerji şirketinden oluşan BTC Co. Konsorsiyumuna aittir, BP tarafından yönetilmektedir. Hissedarları; BP (İngiltere) % 30.1; SOCAR (Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi) % 25; Chevron (ABD) % 8.90; Statoil (Norveç) % 8.71; TPAO (Türkiye, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) % 6.53; ENI (İtalya) % 5; TOTAL ( Fransa) % 5; ITOCHU (Japonya) % 3.4; INPEX (Japonya) % 2.5; CONOCOPHILIPS (ABD) % 2.5; HESS CORPORATION (ABD) % 2. 36. Bu konsorsiyum, dönemin uluslararası işbirliği daha doğrusu küresel ortaklık üyelerini göstermekte, hangilerinin bölgede etkin olduğunu göstermektedir. Aslına bakarsak, o tarihten bu yana bazı kısmi değişikliklerle birlikte bu sistemin çok değiştiğini söyleyemeyiz.
Hattın dünya petrol piyasasına akıttığı petrol oranı % 1 civarında ise de Azerbaycan ekonomisine büyük katkı sağlamıştır. Mesela 2007 yılında Azerbaycan reel GSYİH büyümesi % 35 olmuştur. Hissedarlarının paylarını bu verilerle mukayese edebilirsiniz. Ayrıca zaman içinde bu hatta Türkistan ve Kazakistan petrolünden de taşınmaya başlanmıştır. Dönemin Kafkasya ve Orta Asya jeopolitiğinde ABD etkisinin görünür olmasına rağmen İngiliz BP şirketinin payı (% 30) ve yönetim yetkisi dikkati çekmektedir. Bilahare Türkmenistan ve Kazakistan petrollerinin de taşınmaya başlanması petro-politiğin etki alanını göstermektedir.
Petro-politiğin etki alanı demişken hiçbir olay bu hat içinde taşınan petrolün İsrail’in petrol ihtiyacının yarıya yakınını........
© Haber7
