menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kamuoyu araştırmalarının seçim sonuçlarına etkisi

11 0
05.10.2025

Demokratik ülkelerde seçim sonuçlarını önceden tahmin etme çabası, siyaset bilimi ve kamuoyu araştırmaları açısından uzun bir geçmişe sahiptir. Bu çabaların erken dönem örnekleri, “straw poll” (saman anketleri) olarak adlandırılan uygulamalardır.

İlk kez 1820’lerde görülen bu yöntem, basit sokak röportajlarına veya rastgele dağıtılan kartpostallara dayanmaktaydı. Bunların en bilineni, The Literary Digest dergisinin 1936 başkanlık seçimlerini tahmin için yaklaşık 2,5 milyon kişiyle yaptığı araştırmadır. Sonuç büyük fiyasko olmuştur. Oransal tahminin tutması bir yana rakibine 20 puanın üzerinde fark atan Roosevelt’in kazanacağını bile öngörememiştir. Aslında bu yanılgı ilgili tarihin dönüm noktalarından biri olmuştur. Çünkü yine aynı seçimde George Gallup modern anlamda ilk kamuoyu araştırmasıyla Roosevelt’in kazanacağını seçim sonucundan az bir farkla öngörmüştür. Böylece kamuoyunu anlamada saman anketlerinin yerine bilimsel örnekleme dayalı modern araştırmalar yerleşmiştir.

Tabii bu ABD ve bazı Avrupa ülkeleri için geçerlidir. Yoksa biz de hala kişisel izlenimler, yerel seçkinlerin gözlemleri, miting kalabalıkları, kahve ya da taksici sohbetleri, sokağın nabzı gibi kulaktan duyma kamuoyları seçim tahmini için güvenilir göstergeler olarak kabul edilmeye devam etmektedir. 1936 Gallup başarısından sonra, kamuoyu araştırmaları yalnızca gazetecilik pratiğinin bir unsuru olmaktan çıkmış sosyal bilimler içerisinde bağımsız, sistematik ve güvenilir bir yöntem alanı olarak kurumsallaşmıştır. Böylece seçim beklentilerinin değerlendirilmesi, ya da diğer bir deyişle “seçim dönemi kamuoyu”, öznel kanaatlerden çok nesnel araştırma bulgularına dayandırılmaya başlanmıştır.

Günümüzde birbirine benzer ya da farklılaşan sayısız araştırma sonucunun kamuoyuyla paylaşılması, seçim süreçlerinin olağan pratiklerinden biri haline gelmiştir. Bununla birlikte kamuoyu araştırmalarının, yalnızca seçmen tercihlerini ölçen nötr araçlar olmaktan ziyade, seçmen davranışını yönlendirme potansiyeli taşıdığı da tartışılmaktadır. Nitekim, araştırma sonuçlarının siyasal iletişimde araçsallaştırılması ve kamuoyunu manipüle etme çabaları, çağdaş demokratik siyaset pratiklerinin göz ardı edilemeyecek bir boyutuna dönüşmüştür.

Bu yazıda, araştırma sonuçlarını yayımlayan kuruluşların kurumsal kimliği ve metodolojik güvenilirliğinden bağımsız olarak, kamuoyu araştırmalarının gerçekten de seçim sonuçlarını etkileyip etkilemediği sorusu cevaplanmaya çalışılacaktır. En son söylenmesi gerekeni en başta dile getirirsek: Kamuoyu araştırması sonuçları, seçmenlerin tamamını........

© Haber7