menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ŞİİR ÜZERİNE BİR KAÇ SÖZ

10 4
04.11.2025

Son zamanlarda şiire ilgi duyan, şiirle uğraşan pek çok gençle karşılaşıyorum; hatta bazıları kendi şiir kitaplarını bile yayımlamış. Bu ilgiyi çok kıymetli buluyorum; çünkü şiirle uğraşmak, insanın kendi iç sesini dinlemesi, insanı, toplumu ve dünyayı kelimelerle derinlemesine anlamaya çalışması demektir. Bu çaba gerçekten takdiri hak ediyor.

Ama unutmamak gerekir: Şiir yazmak ile şair olmak arasında ince ama derin bir fark vardır. Şair olmak, sadece kelimeleri bir araya getirmekten öte bir derinlik, sorumluluk ve yetenek gerektirir.

Ben inanıyorum ki herkesin içinde, az ya da çok, beslenmemiş bir şair vardır. Bu yüzden, içinizdeki şairi sadece hissetmek değil, onu besleyip büyütmek de çok önemlidir.

Gençlerle şiir üzerine konuşurken onlara şunu söylerim. Bu yolculukta başarılı olmak ve gerçekten kalıcı bir iz bırakmak istiyorsanız kendinize öncelikle şu soruları sorun:

Dünyada bu kadar şiir ve şair varken, benim şiirim neden okunsun?

Şiirim, insana, hayata, topluma dair daha önce söylenmemiş, yeni ne söylüyor?

Çünkü şiir, yalnızca kelimeleri kafiyeli bir biçimde yan yana getirmekten ibaret değildir.
Şiir; bir duyguyu, düşünceyi ya da sezgiyi öyle bir biçimde anlatmaktır ki, okuyan kişi hem bunu daha önce hiç duymamış olsun hem de duyduklarında kendi içinden bir parça bulabilsin. Bunun için sadece doğuştan gelen yetenek veya ilham yeterli değildir. Doğuştan gelen sezgi özel ve güzeldir, ama onu besleyip büyütmek, derinleştirmek ve anlam kazandırmak için bilgi ve birikim şarttır. İşte bu yüzden bir şair:

Felsefeyi (düşünce tarihini) bilmelidir, çünkü felsefe üçbin yıllık insan düşüncesinin ürünüdür Felsefe, şiire düşüncenin omurgasını kazandırır; sözü sıradanlıktan kurtarır, anlamı kökleştirir ve derinleştirir. Her şairin bir........

© Günışığı Gazetesi