MECLİS MERDİVENLERİNİ BAŞBAKANA SAYDIRAN MUHALEFET LİDERİ
Bir bozuk düzen mi desek yoksa liyakatsizlik mi adına ne derseniz deyin gözümüzün gördüğü, kulaklarımızın işittiği her alanda kan kaybediyoruz.
Bu husus baktığımız her alanda olduğu gibi kültür, sanat ve tiyatroda da kendisini gösteriyor.
Örneğin Bir Levent Kırca’mız vardı taşı gediğini koymakta mahir iken yeri geldiğinde de manzara koymasını biliyordu.
Dün kadrini bilmediğimiz kişileri ki bunlara siyasetçiler de dâhil bu gün bunları özlemle, ihtiyaçla, hasretle anıyoruz.
Çünkü gidenler geri gelmiyor.
Bir efsane Maliye Bakanımız vardı cennetmekân Adnan Kahveci.
O gittikten sonra bu ülkeye başka bir Adnan Kahveci geldi mi?
Elbette ki Hayır…
Bendeniz bu listeyi uzatırken şahsın A partisi, B Partisi veya C. Partisinden olup olmadığına bakmadım.
İcraatlarını, yaptıklarını veya yapamadıkları ön plana çıkartmaya özen gösterdim.
Yine bir efsane valimiz vardı.
Cennetmekân Recep Yazıcıoğlu.
O tek başına bir ekoldü.
Asla yeri dolmadı.
Sözün burasında kendisini devletin valisi olarak gören bir başka valimiz Malatya Valisi Naim Cömertoğlu…
Yıl 1986. Turgut Özal, başbakanlığının en debdebeli, en güçlü dönemini yaşmaktadır. Başbakan Özal, Malatya’da bir miting düzenler ANAP’ın bütün önde gelen isimlerinin katıldığı bu miting, Özal’ın gövde gösterisine dönüşecektir. Planlar ona göre yapılmıştır.
Partinin miting otobüsü Malatya meydanına gelir.
Turgut Özal otobüsün üzerine çıkıp konuşacaktır.
Protokol gereği kendisini karşılayan Malatya Valisi Naim Cömertoğlu’na direktif verir: “Gel sen de çık otobüsün üzerine",
Valinin “Efendim ben devletin valisiyim, orada bulunmam uygun kaçmaz" demesi hiçbir işe yaramaz ve vali başbakanla birlikte otobüsün üzerine çıkmak zorunda kalır.
Miting meydanı kalabalık. Otobüsün üzeri daha da kalabalık! Meydandakiler boyu kısa olan Özal’ı aşağıdan bakınca göremezler.
Meydandan otobüse........
© Günışığı Gazetesi
