Sosyal Medya Bataklığına Batarken...
Sabah gözlerimizi açar açmaz telefonumuza uzanıyoruz. "Sadece birkaç dakikalığına" diyerek girdiğimiz sosyal medya uygulamasında yarım saat sonra hâlâ ekrana bakarken kendimizi buluyoruz.
Tanıdık geldi mi?
Eminim bu satırları okuyan pek çok kişi aynı döngünün içinde.
Peki, biz bu dijital bataklığın tam olarak neresindeyiz?
Sosyal medyaya ilk adım attığımızda her şey çok masumdu aslında.
Eski arkadaşlarımızı buluyor, uzaklardaki akrabalarımızla haberleşiyor, gündemi anlık takip edebiliyorduk. Ama zamanla işin rengi değişti. Artık sosyal medya bir iletişim aracından çok bir sahneye, bir yarış pistine dönüştü.
Sabah kahvesi, yeni alınan ayakkabılar, hastane odasından serumla çekilen selfie, çocukların banyo sonrası fotoğrafı, mezarlık ziyareti, hatta cenazede çekilen “story”...
Cenazeye giderken, tabutun başında, mezarın başında hata taziye evinde kendi resmini paylaşanlara şunu sormak lazım neye hizmet ediyorsunuz?
Acılar içinde kıvranan insanlara hiç mi saygınız yok?
Bunların hepsi sosyal medyada karşımıza çıkıyor. Çünkü artık bizler sadece yaşamıyoruz; yaşıyoruz ve paylaşıyoruz.
Ama durup sormak........
© Günışığı Gazetesi
