BİR AVUÇ
Coğrafyamızda yaşanan bugünkü tablonun ilk temelleri yüz yıl önce atıldı.
Birinci dünya savaşı sonrası Afrika, Ortadoğu ve Asya’daki bir çok ülkenin haritaları Sykes-Picot anlaşması ile cetvelle çizildi.
Bu coğrafyalarda bulunan Müslüman ülkeler siyonist devletlerin oyununa gelerek bağımsızlık ve özgürlük naraları ile dönüşü olmayan bir yola girdiler.
Her ne kadar söz konusu ülkelerde bağımsızlık ve özgürlük adı altında mücadele başladı ise de; bu mücadeleyi başlatan da, adını koyan da, sınırları cetvelle çizen aynı ülkeler idi.
Bu coğrafyada yaşayan halklar, o gün batılı devletlerin asıl amaçlarını göremediler veyahut görmemezlikten geldiler.
Birinci dünya savaşından sonra otuz yıl İngiltere ve Fransa başta olmak üzere batılı devletler Müslüman Coğrafyasını istedikleri şekilde yönettiler.
Kendi istedikleri kişileri ve iktidarları başa getirdiler.
Ta ki;
1947 yılında İsrail devletini kurup dünyanın tanımasını sağladıktan sonra Fransa ve İngiltere bu coğrafyadan çekildi. Kendi görevlerini İsrail’e devrettiler ve desteklediler.
Kurulan bu katil ve lanetli devlet ilk günden itibaren komşu ülkelere ve Filistin halkına zulüm etmeye başladı.
O gün itibariyle Müslüman ülkeler bir avuç Yahudinin kurmuş olduğu bu devletin kendilerine zarar veremeyeceği düşüncesi ile hareket ettiler.
Müslüman ülkeler mahallelerindeki bu yılanın her gün birini sokmasını ve büyümesini sadece seyrettiler.
Bana değmeyen yılan bin yaşasın düsturu ile hareket edip olan bitene seyirci kaldılar.
İsrail her geçen gün topraklarını genişlettiği gibi batılı devletlerin desteği ile de istediği atı oynatmaya başladı.
1970’li yıllara gelince artık Ortadoğu’da belirleyici bir güç haline geldi.
Filistin dışındaki ülkelere karşı açmış oldukları savaşlar ile topraklarını her geçen gün büyüttüler.
Geçen son otuz yıllık süreç içerisinde dahi İslam coğrafyasındaki ülkeler, üzerlerine düşeni yapmadıkları gibi kendilerine yönelen bu tehdidi görmemezlikten geldiler.
Aslında 1897 yılında alınan karar ve bu karar sonrası yapılması gerekenlere ilişkin Sion kararları hiçbir şekilde İslam coğrafyasında dile getirilmedi ve görülmedi.
1990’lı yılların sonunda İsrail yüz yıl önce ortaya koyulan hedefleri doğrultusunda dünyanın gözünün içine baka baka soykırım faaliyetlerine devam etti.
Yapmış oldukları insanlık dışı eylemlerden........
© Günışığı Gazetesi
