CHP, Özgür Özel’in partisi mi oluyor?
Bu dönüşüm en çok “CHP artık Özgür Özel’in partisi mi oluyor?" sorusunu gündeme taşıdı. Zira hem söylem dili, hem kurulan yeni kadrolar, hem de politik vurgu, CHP’nin geleneksel merkez-sol ekseninden belirgin biçimde uzaklaşıldığını gösteriyor.
Kürt seçmene “Stockholm Sendromu" benzetmesi: Yeni dönemin ayak sesi
Kurultayın en çok tartışılan başlığı, Özgür Özel’in DEM Parti ve Kürt seçmeni merkeze alarak yaptığı “Stockholm sendromu" benzetmesiydi. Türkiye siyasetinde Kürt seçmenle ilişki, her parti için ince bir politik zemindir; ancak CHP gibi tarihsel bagajı fazla olan bir parti için bu tür bir ifade, sadece bir siyasi tercih değil, aynı zamanda stratejik bir yol ayrımı anlamına gelir.
Bu yaklaşım, uzun süredir CHP’nin Kürt seçmenle kurduğu kısmi yakınlaşmanın, özellikle İmralı’ya heyet gönderilmemesiyle başlayan mesafe açılmasının artık tamamen kurumsal bir politikaya dönüşebileceğinin sinyali olarak yorumlanıyor.
Özel’in bu söylemi bir gaf değil; aksine, kurultayın genel tonuyla uyumlu bir yönelim.
PM Listesi: Milliyetçi-muhafazakâr dengenin ağırlık kazanması
Kurultayda açıklanan Parti Meclisi listesi de bu dönüşümün kadrosal karşılığı. Listeye bakıldığında, Özgür Özel’in "anahtar listesinin", daha çok milliyetçi, muhafazakâr ve yerleşik eski kadrolara alan açtığı görülüyor.
Parti içi dinamizmi........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden